Operasyonlarınızı OPLOG'a Taşıyın
Teklif Alın
Interpress

‘’Yurt dışı geliri yüzde 50’ye çıkaracağız’’

book icon
Roportaj
date icon
29.02.2024
Timer Icon
0
dk okuma süresi
Bu içeriği paylaş:
OPLOG, Esas Private Equity liderliğinde 11 milyon euro yatırım aldı

Teknoloji odaklı lojistik girişimi OPLOG, büyümede yönünü yurt dışına çevirdi. Eylül 2022’de 11 milyon Euro yatırım alan girişim, İngiltere’den sonra bu yıl ABD pazarına girecek. OPLOG Kurucusu ve CEO’su Halit Develioğlu, ‘’ABD ve İngiltere’de belli olgunluğa geldikten sonra Almanya’yı da devreye alacağız’ ’diyor. Girişimci, ilk etapta yurt dışı gelirlerin payını yüzde 10’a, orta vadede ise yüzde 50’ye çıkarmayı planladıklarını anlatıyor.

Pandemide e-ticaretin ana kanal haline gelmesiyle sipariş karşılama (fulfillment) önemli bir büyüme alanı olarak öne çıkmaya başladı. OPLOG da yıllar önce bu potansiyeli gören bir girişim olarak hızlı büyümesiyle dikkat çekiyor. 2013 yılında kurulan girişim, satışın gerçekleşmesinden tüketiciye teslimatına kadar geçen tüm süreci kapsayan sipariş karşılama alanında faaliyet gösteriyor. Eylül 2022’de 11 milyon Euro yatırım alan girişim, son 3 yılda 10 kat büyüme kaydetti. OPLOG CEO'su Halit Develioğlu, gelecek için de iki eksenli büyüme planı kuruyor. Uluslararası eksende geçen yıl OPLOG UK, İngiltere'de kuruldu ve depo faaliyete geçti. Develioğlu, "İkinci adım olarak ABD pazarı gelecek. Şikago’da depomuzu tuttuk, kuruluş aşamasındayız. Markalara e-ticaretin büyük olduğu pazarlarda uçtan uca ve birçok pazarda birden hizmet verebilecek bir fulfillment ağı kurmaya çalışıyoruz" diyor.

OPLOG Kurucusu ve CEO'su Halit Develioğlu ile girişimin büyüme hikayesini ve gelecek planlarını konuştuk:

Eylül ayında Esas Private Equity liderliğinde bir yatırım turuna çıktınız ve 11 milyon Euro’luk yatırım aldınız. Özellikle hangi alanlarda ne tip hizmetler veriyorsunuz?

Teknoloji odaklı bir lojistik şirketiyiz. Sipariş karşılama (fullfillment) alanına odaklıyız. Siparişlerin hazırlanması ve tüketicilere teslim edilmesiyle ilgili süreç uzmanlık alanımız. Tüketici markaların ürünlerini kendi depomuzda stokluyoruz, markaların internet sitesi, pazaryerleri, mağaza veya bayi ağ gibi satış kanallarını kendi sistemimize bağlıyoruz ve gelen siparişleri en verimli biçimde hazırlayıp teslim ediyoruz.

150'yi aşan müşteriyle çalışıyoruz. Geniş referans listemiz var. Sony, Rossmann, Tupperware, Touche Prive gibi global isimlerin de bulunduğu B2B ve e-ticaret şirketlerine hizmet veriyoruz. Avantajımız kullandığın kadar iş modeliyle çalışmak. Lojistik aslında belli bir büyüklükte şirketlerin dış kaynak kullanımı yapabileceği bir işken bizim iş modelimizle küçük orta ölçekli şirketlere de işlemlerinde dış kaynak kullanma imkânı veriyoruz. Yüksek kalitede lojistik standartlarını orta ve küçük ölçekli şirketlerin erişebileceği bir dünyaya açıyoruz.

Ne kadarlık bir büyüklüğe sahipsiniz?

Ciromuzu paylaşamıyoruz. Ayda birkaç yüz bin sipariş, milyona yakın ürünün işlendiği bir sistemden bahsediyoruz. Bunun arkasında 350 kişilik bir ekip, 70 kişilik bir teknoloji ekibimiz var.

Peki lojistik alanında bir girişim kurma fikri nasıl oluştu?

Bilgisayar mühendisiyim, OPLOG benim ikinci girişimim. İlk girişimimi bir melek yatırımcıdan yatırım alarak kurmuştum. Amacımız lojistik şirketlerinin ihtiyaçlarını anlayan ve uygun teknolojiler geliştiren bir start up olmaktı ve yaklaşık 7 yıl faaliyet gösterdik. Hayatım lojistik alanıyla keşişmiş oldu. Yıllar içinde bu sektörün çok konvansiyonel olduğunu ve ihtiyaçları içinde teknolojik dönüşüm ajandasının geride kaldığını gözlemledim. Ancak şu da bir gerçek, teknoloji dünyasında lojistiğin ihtiyaçlarını karşılayabilecek çok unsur var ve asıl fırsat burada. 7 yılın sonunda yol ayrımına geldim ya bırakıp kurumsal dünyaya geçiş yapacaktım ya farklı bir alanda iş fikrine yönelecektim. Ama bu alandaki fırsata da çok inandım. Lojistik şirketlerine teknoloji satmak kötü bir fikir, o zaman bir girişimle bu teknolojiyi kuşanayım, bir oyuncu olarak sabaya çıkayım dedim. 2013’te böyle kurulduk 10'uncu yılımıza giriyoruz, iyi ki başlamışız.

OPLOG’un kuruluşunda yatırım aldınız mı?

Tamamı bana ait bir yapıyla kurdum. Lojistik seksi bir sektör değil, girişim sermayesinin de pandemiye kadar çok yakınlaştığı bir alan değildi. Daha çok üvey evlat gibi görünen bir sektördü. OPLOG, 2017’de Deloitte tarafından Türkiye’nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketi seçildi ama o ivmeye rağmen Türkiye’de girişim sermayesinden samimi ve açık bir teklif gelmedi. Yurt dışından geldi ama onların da sadece Türkiye pazarında faaliyet gösteren bir şirkete yatırım yapmakla ilgili tereddütleri vardı.

Girişiminizin büyüme hızı nasıl?

Son 3 yılda ciromuzda 10 kata yakın büyüme gösterdik. Burada pandeminin ciddi etkisi var. Dijitalleşen ticaretin kendi dinamikleri içinde lojistiğin ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. E-ticaret çok hızlı büyüyor, ancak burada hala dijitalleşmemiş, fiziksel operasyonla yürüyen çok önemli bileşenler var. Bu bileşeni de OPLOG olarak adreslediğimizi düşünüyorum.

Müşterilerinize nasıl bir verimlilik sunuyorsunuz?

Bugün ticareti hızlı gerçekleştirebilmek büyük önem taşıyor. Biz de bu alana odaklanıyoruz, bu alanda kendi teknolojilerimizi geliştiriyoruz. Konvansiyonel lojistik şirketlerinden farkımızı iş modelimiz. Lojistik şirketleri her bir müşteriye ayrı proje olarak bakıyor ve onlara bir alan ve ekip tashih ediyorlar. Bizse bu hizmeti ürünleştirdik, müşteriler için depo içinde ürünlerin en verimli biçimde nerede durması gerekiyorsa ona karar veriyoruz. Aslında kaotik bir depo üretim sistemine sahibiz. Bu kaos, ciddi verimlilik sağlıyor. Çalıştığımız şirketlere sipariş hazırlama işlemi üzerinden fiyatlandırmayla gidiyoruz. Depo maliyetlerini yüzde 50’nin altına düşürüyoruz. Bu, ciddi bir avantaj sağlıyor.

Nasıl bir büyüme planınız var?

İki eksende büyüme planımızı gerçekleştireceğiz. İlki uluslararası eksende büyüme. Burada gerekli çalışmalara başladık. OPLOG UK ismiyle İngiltere’de şirketimiz faaliyete geçti, depomuz da açıldı. İlk müşterilerimize İngiltere'de hizmet vermeye başladık. Örneğin Kelebek Mobilya’nın İngiltere pazarına

girişini OPLOG’la gerçekleştirdik. İkinci adım olarak ABD pazarı gelecek. Şikago’da depomuzu tuttuk, kuruluş aşamasındayız. Yakında lansmanını yapacağız. Markalara e-ticaretin büyük olduğu pazarlarda uçtan uca ve birçok pazarda hizmet verebilecek bir fulfillment ağı kurmaya çalışıyoruz. Çünkü markalar için yurt dışına açılmada en önemli engellerden biri, farklı pazarlara açılırken buralarda farklı lojistik sağlayıcılarını bulmak ve entegre olmak.

Yani ilk etapta yurt dışında Türkiye'deki müşterilerinizle çalışacaksınız, böylece tanınırlık da sağlayacaksınız….

Evet, doğru… Türkiye'de belli bir müşteri hacmine geldik, bilinirliğe sahibiz. Bunu ilk etapta bir avantaj olarak kullanıp müşterilerimizi girdiğimiz pazarları açıp lojistik platformunu hızlıca devreye sokacağız. Devamında da uluslararası şirketleri devreye alacağız.

Pandemi döneminde Türkiye’nin özellikle Çin’deki krizden sonra önemli bir lojistik avantajı da gündeme geldi. Bugün Çin’de gerçekleşen tedarike alternatif olarak Türkiye önem kazanmaya başladı. Türkiye’deki yabancı şirketlere depolarımızda açarak elde edecekleri kaynağı bu depolara alıp işleyip dünyada ihtiyaç duydukları diğer depolara sevk edebilecekleri bir network sağlıyoruz. Globalleşen bir fulfillment ağı kurmaya çalışıyoruz. Bu bizim için büyümede en önemli strateji.

‘’Türkiye Test Mutfağımız Olacak’’

Yurt Dışının Payı

2023, ABD ve İngiltere pazarlarında faaliyete başladığımız yıl olacak ilk amacımız yurt dışından yüzde 10’un üzerinde pay elde etmek olacak. Türkiye’de hacmimiz küçük değil, bu çerçevede payın yüzde 10’un onun üstüne çıkması çok büyük bir başarı olur.

‘’Pozisyonumuzu Koruyacağız’’

İlerleyen yıllarda Türkiye’nin gelirde en büyük payı getiren pazar olmayacağını düşünüyoruz. E-ticaretin daha büyük ölçekli olduğu pazarlarda büyümede önemli fırsatımız var. Ama Türkiye’de yakaladığımız lider pozisyonu korumak istiyoruz. Türkiye bizim stratejimizi, ürünümüzün yeni versiyonlarını kullandığımız hem Ar-Ge laboratuvarımız hem de test mutfağımız olacak. Orta vadede hedefimiz yurt dışı pazar gelirlerimizi yüzde 50’nin üzerine çıkarabilmek. Türkiye’den çıkan başarılı bir girişim olacağımıza inancım tam.

Başka ülkelere de girmeyi düşünüyor musunuz?

ABD ve İngiltere pazarlarında belli olgunluğa geldikten sonra Almanya’yı da devreye alacağız.

Türkiye pazarında büyüme stratejiniz nasıl şekilleniyor?

Bulunduğumuz ülkelerde tüketicinin taleplerini karşılayabilmek için hız daha önemli hale geliyor. Türkiye'de lojistik depoları Kocaeli-İstanbul bölgesinde yoğunlaşıyor. Ama tüketiciler, Türkiye’nin önemli birçok noktasına yayılmış durumda. Bu yıl Ankara ve İzmir olmak üzere yeni depolar ekleyeceğiz. Vizyonumuz, Türkiye’deki tüketimin yüzde 90’ına gününde teslimat yapabilecek hem düşük maliyetli hem de çevreye duyarlı bir lojistik ağı hazırlamak. İkinci büyüme eksenimiz de bu. Globalde de ağımızı kurarken büyüyebildiğimiz pazarlarda, bu ikinci aşamaya geçip o pazarın içinde tüketimde derinleşeceğiz.

‘’KENDİ ROBOTİK TEKNOLOJİMİZİ ÜRETİYORUZ’’

5-6 KAT VERİMLİLİK

Lojistik dünyası, sadece yazılım geliştirerek verimlilik yakalayabilmekten uzak bir sektör. Sonuçta yazılımla kutuları hareket ettiremiyorsunuz. Bu mantıkla 3 yıl önce robotik bölüm kurduk. Bilkent Teknokent’te Ar-Ge çalışmalarına başladık. Geliştirdiğimiz ürün 2022’de tamamlandı ve Avrupa’nın en büyük lojistik fuarı LogiMAT’ta lansmanını gerçekleştirdik. Ürün aslında bir fulfillment robotu, ana işimizi gerçekleştirmede ciddi verimlilik sağlayan bir robotik çözüm. Depoda gezinme süresini çok kısaltarak bir personelin 1 saatte toplayabildiği ürün sayısını 5-6 kat artırabilen verimlilik sağlıyor. Siparişle ilgili direktifler robota iletiliyor, robotlar stokların olduğu alanlarda gezinip istenen ürünleri raflarıyla beraber personele getiriyor ve önünde kuyruğa giriyorlar.

‘’SADECE AMAZON VE BİZ’’

Aldığımız yatırımla İstanbul Tuzla’da 15 bin metrekarelik bir depoyu devreye sokacağız ve bu deponun bir kısmında ürünün ilk uygulamasını gerçekleştireceğiz. Bu dünya lojistik tarihinde ender bir durum. Dünyada kendi geliştirdiği robotlarla fulfillment yapan OPLOG dışında bir tek Amazon var. Diğer lojistik firmalarından en belirgin farkımız bu olacak. Lojistik robotların çalıştığı bir dünya olmaya doğru gidiyor. Geleceğin lojistik firmaları teknolojiye sahip olanlar olacak. Yazılımla başlayan hikâyenin robotik teknolojiyle şekilleneceğine inanıyoruz. Ürün geliştirmelerimiz devam edecek. ABD ve İngiltere gibi işçilik ücretlerinin çok daha yukarıda olduğu pazarlarda robotlar bize çok ciddi avantaj sağlayacak.

Nasıl bir verimlilik yaratıyorsunuz?

‘’Müşteriler için depo içinde ürünler en verimli biçimde nerede durması gerekiyorsa ona karar veriyoruz. Depo maliyetlerini yüzde 50’nin altına düşürüyoruz.’’

Aldığınız yatırımı hangi alanlara aktaracaksınız?

Açıkçası bu yatırım öncesi belli bir büyüklüğe ulaşmıştık ve belli bir yol haritasını ilerliyorduk. Kendi depolarımızda açmadan mevcut depolara bağlanarak da hizmet verebiliyoruz. Bu, pazarları test edebilmek ve belli bir olgunluğa ulaşmamızı sağlayabilmek için izlediğimiz strateji. ABD Şikago deposu 2 yıl önce başlattığımız bir ortaklığın meyvesi. İngiltere’de 1,5 yıldır faaliyet gösteren bir partnerimiz vardı, kontratı satın alarak İngiltere pazarına hızlı bir giriş yaptık. Bunlar hep yatırım öncesi neticelendi. Tabii ki yatırım bu adımlara daha hızlı geliştirebileceğimiz önemli imkanlar sağlıyor.

Yatırımcı arayışını sürüyor mu?

Esas Private Equity’den yatırım aldık. Bizim girişim sermayesi değil de özel sermaye fonuyla ilerlememiz biraz tercih biraz kader. Çünkü ihtiyaç duyduğumuz rakam, Türkiye’de sermaye girişim fonlarının karşılayabileceğinin ötesindeydi. Özel sermaye fonları da yavaş yavaş daha ufak yatırımlar yapabilecekleri, portföylerini çeşitlendirdikleri bir dünyaya doğru yürüyordu. Esas Private Equity ile bu noktada yollarımız kesişti. Esas Private Equity daha önce bu tarz operatif alanlarda başarılı yatırımlar ve çıkışlar yaptığı için önemli bir güç. Sahip oldukları tecrübe bizleri gerçekten etkiledi. Doğru bir ortak seçtiğimizi düşünüyoruz. Biz 2023 yılı içinde yatırım aramıyoruz. 2024’e doğru bu konuları gündeme getiririz.

Bu yıl ciroda büyümeniz nasıl olacak?

İki katın ötesinde bir büyüme gerçekleştireceğiz. Zaten daha ötesinde bir büyüme sağlıklı olmaz.

‘’ Pazarın büyüklüğü 100 milyar dolar’’

E-Ticarete Paralel

Dünyada sipariş karşılama (fulfillment) alanı. 100 milyar dolar büyüklüğe sahip. Gerçekleşen e-ticaret hacminin önemli yüzdesini bu hizmet oluşturuyor. Bu alanın yıllık büyümesi e-ticaret pazarının büyümesine paralel gidiyor. Bu alanda bugün problem. Ve bizim için fırsat hizmeti bütünleşik olarak yani farklı pazarlarda sunabilmekte.

‘’Fırsat Görüyoruz’’

Lojistik sektörü, hiçbir pazarda çok yüksek oranlarla konsolide olamıyor. Global oyuncuların yanında yerel şirketler ve teknoloji odaklı oyuncular var. Markalar farklı ülkelerde farklı lojistik şirketleriyle çalışıyor. Global platform mantığı yok. Biz burada fırsat görüyoruz. Bizimle çalışan markalar, diğer ülkelerde de aynı entegrasyonu kurarak aynı iş modeliyle bizimle çalışabilecek.

Son Haberler