OPLOG, AWS Cloud Day Türkiye Sahnesinde!

OPLOG AWS Cloud Day Türkiye'de!

OPLOG, AWS Cloud Day Sahnesinde Operasyonlarını Yapay Zeka ile Nasıl Şekillendirdiğini Anlattı!

24 Eylül'de İstanbul Zorlu PSM, teknoloji ve inovasyonun geleceğine tanıklık etmek için bir araya gelen binlerce parlak zihinle dolup taşıyordu. Havanın adeta elektrikle yüklü olduğu bu atmosferde, yılın en büyük teknoloji buluşmalarından AWS Cloud Day Türkiye sahnesindeydik.

Ancak biz OPLOG olarak orada sadece bir katılımcı değildik; lojistiğin bildiğiniz tüm kurallarını nasıl yıktığımızı, yapay zeka ve robotik teknolojilerle operasyonel mükemmelliği nasıl yeniden tanımladığımızı anlatmak için oradaydık.

CTO'muz Arda Develioğlu ve Staff Engineer'imiz Emre Keskin sahneye çıktığında, lojistiğin ve fulfillment'ın bir kutu taşımaktan çok daha fazlası olduğunu, bir teknoloji devrimi olduğunu göstermek için hazırdık.

OPLOG ekibi AWS Cloud Day Türkiye sahnesinde!

AWS Cloud Day: Geleceğin Buluşma Noktası

Peki, bu etkinliği bizim için bu kadar önemli kılan neydi? AWS Cloud Day, basit bir konferansın çok ötesinde, bulut bilişimin dönüştürücü gücünü ve geleceği inşa eden teknolojileri masaya yatıran küresel bir platform.

Yapay zekanın sanatı, makine öğrenmesinin bilimi ve veri analitiğinin stratejiyi nasıl şekillendirdiğini görmek için sektörün en iyilerinin buluştuğu bir arena. Bu sahnede yer almak, OPLOG'un sadece lojistik sektöründe değil, teknoloji dünyasında da bir lider ve vizyoner olduğunun en güçlü kanıtıydı.

E-ticaretin Kırılma Anı: Müşteri Beklentileri Artık Zirvede!

Sunumumuza, günümüz iş dünyasının en kritik meydan okumasıyla başladık: Zirveye tırmanan ve asla aşağı inmeyen müşteri beklentileri. Artık e-ticaret, "satın al" butonuna tıklandığı an biten bir süreç değil, tam aksine o an başlayan karmaşık bir deneyim yolculuğu. Bu yolculuğun her adımı, markanızın kaderini belirliyor. Rakamlar, bu yeni gerçekliği çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor:

  • Tüketicilerin %46'sı için hızlı teslimat, pandemi öncesine göre artık pazarlık kabul etmez bir standart.
  • Her 10 müşteriden 6'sı, sepetini terk etmemek için ücretsiz kargo seçeneğini görmek istiyor.
  • Kusursuz ve kolay bir iade deneyimi, tüketicilerin %81'inin markadan en temel beklentisi.
  • Ve en kritik olanı: Müşterilerin %36'sı, yaşadığı tek bir olumsuz deneyimden sonra bir daha geri dönmemek üzere markayı terk ediyor.

Bu istatistikler, OPLOG'un misyonunu ateşleyen kıvılcımlardır: Markaların bu kritik satış sonrası deneyimini bir maliyet kalemi olmaktan çıkarıp, onları rakiplerinden ayıran güçlü bir rekabet avantajına dönüştürmek.

OPLOG Nasıl Çalışıyor?

computer with transparent background

Peki, bu kadar yüksek beklentileri karşılayan ve hatta aşan bir deneyimi nasıl yaratıyoruz? Cevap, birbiriyle kusursuz bir uyum içinde çalışan, tamamen kendi geliştirdiğimiz teknoloji ekosistemimizde saklı.

  • Bağlantı Katmanı: Müşterilerimizin satış yaptığı tüm pazar yerleri ve e-ticaret platformlarıyla saniyeler içinde entegre olarak, sipariş akışını kesintisiz hale getiriyoruz.
  • WMS "Maestro": Depo Yönetim Sistemimiz Maestro, sadece envanteri yönetmez; depo içindeki alanı, iş gücünü ve robotları bir orkestra şefi gibi yöneterek en yüksek verimliliği garanti eder.
  • OMS "OPLOG ONE": Sipariş Yönetim Sistemimiz OPLOG ONE, müşterilerimize 7/24 canlı, şeffaf ve anlaşılır bir pencere sunar. Tüm fulfillment süreçleri tek bir birleşik platformdan anbean takip edilebilir.
  • Last Mile "Roadrunner": Son Teslimat Orkestrasyonu yazılımımız Roadrunner, her bir sipariş için en doğru kargo partnerini; maliyet, hız ve performans metriklerine göre saniyeler içinde belirleyen bir yapay zeka harikası olarak öne çıkıyor.

Bu dört temel teknoloji, operasyonlarımızın görünürdeki yüzü. Ancak sahne arkasında, bu motoru ateşleyen asıl güç var: TARQAN.

Depoların Sessiz Kahramanı: TARQAN ile Tanışın!

Sunumumuzun yıldızı, şüphesiz kendi mühendislerimizin eseri olan otonom mobil robotumuz TARQAN'dı. TARQAN, bir depoyu sadece "malzemelerin durduğu bir yer" olmaktan çıkarıp, yaşayan, nefes alan, akıllı bir organizmaya dönüştürüyor.

TARQAN'ın sahaya inmesiyle elde ettiğimiz sonuçlar, neden "teknoloji kullanan" bir firma değil de, "robotik-native" bir firma olduğumuzu kanıtlıyor:

  • %400 Artan Toplama Verimliliği: Bir çalışanın manuel olarak ulaşacağı hızın tam dört katına çıkarak, sipariş hazırlama sürelerini rekor seviyelere indiriyoruz.
  • %99'un Üzerinde Toplama Doğruluğu: İnsan hatasını neredeyse tamamen ortadan kaldırarak, yanlış ürün gönderimlerini tarihe karıştırıyoruz.
  • %40 Artan Depolama Kapasitesi: Depo alanını çok daha verimli kullanarak, aynı metrekarede çok daha fazla ürünü yönetebiliyoruz.

Project NEXUS: Operasyonun Arkasındaki Yapay Zeka Beyni

Arda Develioğlu AWS Cloud Day Türkiye sahnesinde.

Eğer TARQAN operasyonlarımızın kas gücü olarak adlandırırsak, Project NEXUS da bu operasyonun beynidir. Bu proje, OPLOG'u yapay zeka destekli bir şirkete dönüştüren, tüm iş süreçlerimizi besleyen merkezi bir zeka platformudur. Project Nexus geliştirilirken üç temel hedef üzerine inşa edildi:

  1. Birleşik Bilgi: Departmanların kendi silolarında yaşayan tüm kurumsal bilgiyi ve tecrübeyi standartlaştırarak, herkesin erişebileceği merkezi bir hafıza oluşturmak.
  2. Yapay Zeka: Bu dağınık verileri, anlamlı ve aksiyona dönüştürülebilir içgörüler üreten birleşik bir zekaya dönüştürmek.
  3. Kendi Kendini Optimize Eden Organizasyon: Sürekli öğrenen, hatalarından ders çıkaran ve her geçen gün daha akıllı hale gelen, tam anlamıyla AI-Native bir organizasyon yaratmak.

Büyük İkilem: Şirketlerin %95'i Yapay Zekada Neden Başarısız Oluyor?

AWS sahnesinde paylaştığımız en çarpıcı verilerden biri, MIT'nin 2025 tarihli araştırmasıydı: Üretken yapay zeka projelerine başlayan şirketlerin %95'i başarısızlıkla sonuçlanıyor. Bu, 40 milyar dolarlık dev bir yatırımın sıfır getiriyle buharlaşması demek. Peki, bu kadar büyük bir potansiyel neden bu kadar büyük bir hayal kırıklığına dönüşüyor?

Emre Keskin, AWS Cloud Day Türkiye sahnesinde!

Cevap, bizim de yolun başında karşılaştığımız "kaos"ta gizliydi. Satış ekibinin her gün aynı şablonları kopyala-yapıştır yaparak manuel yürüttüğü süreçler, pazarlama ekibinin farklı araçlara dağılmış kampanya verilerini birleştirmek için harcadığı saatler , yönetici ofisinin birbirinden kopuk departman raporlarını bir araya getirme çabası... Bu tablo, birçok şirketin gerçeği.

Kaostan Gerçek Etkiye: OPLOG'un Yapay Zeka Devrimi

İşte biz bu kaosu, Amazon Bedrock AgentCore üzerine inşa ettiğimiz otonom yapay zeka ajanlarıyla ortadan kaldırdık. Artık OPLOG'da her yeni telefon görüşmesi, her potansiyel müşteri talebi veya her CRM güncellemesi, bu akıllı ajanlar tarafından anında analiz ediliyor, zenginleştiriliyor ve ilgili departmanlara "işte bir sonraki adımın bu" diyecek kadar net içgörülerle sunuyor.

Bu mimari, AWS'in gücünü kullanarak kaosu netliğe, veriyi ise aksiyona dönüştürüyor. Sonuçlar mı? Onlar da en az teknoloji kadar etkileyici:

  • Rapor hazırlama sürelerinde 12 kat azalma.
  • Karar alma süreçlerinde %70 hızlanma.
  • Satış döngüsünde %10 kısalma.
  • Veri kalitesinde 5 kat iyileşme.

Başarılı %5'in Sırrı: OPLOG Neden Farklı?

oplog shelves

Peki, OPLOG'u üretken yapay zeka projelerinde zafere ulaşan o ayrıcalıklı %5'lik dilime sokan sihirli formül neydi? MIT'nin raporu, başarılı şirketlerin belirli ortak özelliklere sahip olduğunu gösteriyor. Bizim başarımızın arkasında da tam olarak bu prensipler yatıyor. Sunumumuzda altını çizdiğimiz üç temel yaklaşımımız, aslında bu başarı kriterlerinin birer yansıması:

1. Öğrenen ve Adapte Olan Sistemler İnşa Etmek

Başarılı şirketler, geri bildirimle öğrenen, adapte olan ve sürekli kendini geliştiren "etken yapay zeka" (agentic AI)talep ediyor. Biz de tam olarak bunu yaptık. Birbirinden habersiz çalışan parlak yapay zeka araçları toplamak yerine, birbiriyle konuşan, birbirinden öğrenen ve birlikte daha akıllı hale gelen bir sistem kurduk.

Bu araçlar, günlük iş akışlarımızın içine gömülü olarak çalışıyor; ayrı, tek kullanımlık "uygulamacıklar" olarak değil. Bu sayede, sadece bir problemi çözmekle kalmıyor, o problemden öğrenerek gelecekteki problemleri daha en başından engelliyorlar.

2. Karmaşıklığı Ortadan Kaldırmak ve Stratejik Ortaklıklar Kurmak

MIT'nin raporu, stratejik ortaklıkların, her şeyi sıfırdan inşa etmeye çalışmaktan iki kat daha başarılı olduğunu vurguluyor. Bizim felsefemiz de bu: Karmaşıklığı yönetmeye çalışmak yerine, onu en başından yok edecek kadar basit ve etkili çözümler tasarlamak.

Bunu yaparken tekerleği yeniden icat etmedik. Amazon Bedrock gibi alanında lider bir teknoloji deviyle stratejik bir ortaklık kurarak, onların temel altyapısı üzerine kendi iş akışlarımızı ve lojistik uzmanlığımızı en ince detayına kadar işledik.

Jenerik bir araç kullanmak yerine, teknolojiyi kendi süreçlerimize göre derinlemesine özelleştirdik. Bu sayede, çağrı özetlemeden potansiyel müşteri analizine kadar dar ve odaklı alanlarda hızlı kazanımlar elde ettik.

3. Yapay Zekayı Temel Bir Yetenek Olarak Konumlandırmak

Bizim için yapay zeka, "kullandığımız bir teknoloji" değil, şirketimizin varoluşunu sağlayan temel bir yetenek; DNA'mızın bir parçasıdır. Bu vizyon, başarıyı nasıl ölçtüğümüze de yansıyor.

Başarılı şirketler, yapay zeka yatırımlarını sadece model doğruluğu gibi teknik metriklerle değil, kâr-zarar tablosuna etkisi, maliyet tasarrufu ve müşteri tutma oranlarındaki artış gibi somut iş sonuçlarıyla değerlendiriyor. Bizim için de %70 hızlanan karar alma süreçleri ve %10 kısalan satış döngüsü gibi metrikler, bu yaklaşımın en net kanıtıdır.

Ayrıca bu dönüşüm, tepeden inme bir kararla değil, tabandan gelen bir sahiplenmeyle gerçekleşti. Sahada, operasyonun karmaşasını her gün yaşayan ekiplerimiz, en değerli kullanım alanlarını belirledi.

Bu, merkezi bir yapay zeka laboratuvarının vizyonundan çok daha fazlası; tüm organizasyonun kolektif zekasıdır. Odak noktamızı her zaman yatırım getirisi en yüksek alanlara, özellikle de operasyonel otomasyona yönlendirdik. Bu sayede, büyük ve riskli adımlar atmak yerine, ölçülebilir ve anında tasarruf sağlayan kazanımlar elde ettik.

Sonuç: Lojistikte Yeni Bir Paradigma

AWS Cloud Day Türkiye sahnesinde paylaştığımız yolculuk, aslında sadece bir teknoloji sunumu değil, lojistik sektöründe yeni bir paradigmanın ilanıydı. Bu yeni yaklaşım, e-ticaretin getirdiği zorlu müşteri beklentilerini bir engel olarak görmeyi reddediyor; aksine, bu beklentileri markalar için birer büyüme fırsatına dönüştürmeyi hedefliyor.

OPLOG'un hikayesi, depolarımızın zemininde sessizce ve kusursuzca çalışan TARQAN robotlarının fiziksel gücü ile iş süreçlerimizin tamamına nüfuz eden Project NEXUS'un yapay zeka beyninin birleşiminden doğuyor.

Bir yanda %400'e varan verimlilik artışı ve %99'un üzerinde doğruluk sunan robotik otomasyon, diğer yanda ise dağınık verileri anlamlı iç görülere dönüştürerek karar alma süreçlerini hızlandıran akıllı ajanlar... İşte bu ikisi bir araya geldiğinde, ortaya sadece daha hızlı veya daha verimli bir operasyon değil, aynı zamanda daha akıllı, esnek ve geleceğe hazır bir iş modeli çıkıyor.

Üretken yapay zeka projelerinde %95'lik başarısızlık oranına meydan okuyarak başarılı %5'lik dilimde yer almamız bir tesadüf değil. Bu, karmaşıklığı yönetmek yerine onu ortadan kaldırma, birbirinden kopuk araçlar yerine birbiriyle konuşan öğrenen bir sistem kurma ve yapay zekayı bir "eklenti" değil, işimizin temel bir yeteneği olarak görme felsefemizin bir sonucudur. Lojistiğin DNA'sını, teknoloji ve inovasyonla yeniden yazıyoruz.

Siz de işinizi geleceğe taşımak, operasyonel karmaşayı bir rekabet avantajına dönüştürmek ve OPLOG'un robotik-native dünyasının bir parçası olmak istemez misiniz?

Lojistiğin geleceği hakkında daha fazla bilgi almak ve işinizi bir üst seviyeye nasıl taşıyabileceğimizi keşfetmek için hemen bizimle görüşün!

E-MAIL ADRESİNİZİ BIRAKIN 📧

OPLOG Bilgi Deposuna Abone Olun