İngiltere pazarında mobilya ihracatı yapmanın avantajlarının yanı sıra bu pazarda ihracat yapmanıza yardımcı olacak bilgileri keşfedin!

İngiltere Pazarı Türk Mobilya Sektörü için Neden Önemli?

İngiltere’ye mobilya ihracatı yapmak isteyen Türk şirketleri için bir başlangıç kılavuzu olacak bu blog’umuzda,  

Pazarda nasıl rekabet avantajı elde edilebileceğini,  

Mobilya ihracatında lojistik ve fulfillment süreçlerini anlatacağız. 

Mobilya sektörü Türkiye’nin en eski sektörlerinden ve bugün kendini büyük bir hızla geliştirmeyi sürdürüyor. İthal hammaddeye bağımlılığı en az olan ve ihracatta en yüksek katma değer sağlayabilen sektörlerden biri olarak ekonomimize büyük katkı sunuyor. Son yıllarda dünya standardında üretim yapan tesislerin kurulması, bayilik ağlarının gelişmesi ve markalaşma alanındaki adımlarla global olarak da kendinden söz ettiriyor. Peki, İngiltere doğru bir başlangıç noktası mı?

İngiltere, 3,13 trilyon dolarlık GSYİH’sı ve kişi başına 40 bin doları aşan milli geliriyle zengin ve gelişmiş bir pazar. Halihazırda iki ülke arasındaki güçlü ticaret bağları, alım gücünün yüksek olması ve güncel trendlerin birebir izlenebilmesi ile mobilya sektörü için de iştah kabartıcı bir adres. 

Türk mobilya sektörü, ihracat pazarlarını çeşitlendirerek 2022 yılında %11,2’lik artışla 4,7 milyar dolarlık bir ihracat hacmine ulaştı. 2030 yılında bu hacmi 10 milyar dolara çıkararak, dünya ticaretinden %5 pay alması hedefleniyor. Sektör bugün toplam 200 ülkeye ürün satıyor ve en çok mobilya ihracatı gerçekleştirdiğimiz 6’ıncı ülke ise İngiltere.  

İngiltere ayrıca, dünyada en çok mobilya ithal eden ilk 3 ülke arasında yer alıyor ve İngiliz tüketicilerin mobilya harcamaları son yıllarda istikrarlı bir şekilde artıyor. 2012 yılında 12 milyar Euro olarak ölçülen toplam harcama miktarı, 2020’de 14 milyar Euro’yu geçmişti. Mobilya ve ev eşyası olarak daha geniş bir kategoriden bakıldığında da, benzer artış trendi görülebiliyor.  

İngiltere’de IKEA, Dreams, DFS, Carpetright ve Tapi mobilya pazarının liderleri. Bununla birlikte bir sonraki başlığın altında anlattığımız değişen satın alma trendleri, küçük ve orta ölçekli üreticiler için de yeni fırsat alanları açıyor.

İngiltere’de Türk Mobilya Şirketlerinin Rekabet Avantajları

İngiltere mobilya pazarında tüketicilerin satın alma kararlarını etkileyen en önemli konu ürünün kalitesi; ikincisi ise teslimat süresi. Araştırmalar, İngiltere’de mobilya satın alan her 5 kişiden birinin karar alma sürecinde, teslimat hızının etkili olduğunu ortaya koyuyor. Bu, Türk mobilya üreticilerinin ellerinin güçlü olduğu bir alan. Dünya genelinde 6-7 ayları bulan mobilya teslim süreleri, söz konusu Türk üreticiler olduğunda 4-6 hafta aralığına kadar gerileyebiliyor.

Sayıları 150’yi aşan, her ölçekten ve her sektörden marka ürünlerini müşterilerine OPLOG ile tam zamanında ulaştırıyor. 
Keşfedin!  

İngiltere’de Türk mobilya firmalarının bir diğer rekabet avantajı ise yüksek fiyat performans oranları sunabilmeleri. İngiltere’ye mobilya ihracatı yapan ülkeler listesinde Türkiye’nin önünde yer alan ABD veya İtalya gibi oyunculara kıyasla, Türk şirketleri hammadde ve üretim maliyetlerindeki avantajı sayesinde, benzer kaliteyi daha rekabetçi fiyatlarla piyasaya sürebiliyor. 

İngiltere mobilya ve ev eşyaları pazarında ürün segmentlerine bakıldığında, en çok satılan ürünlerin yataklar ve yatak odası mobilyaları olduğu görülüyor. Bunları döşemelik mobilyalar, mutfak mobilyaları, oturma odası mobilyaları, banyo mobilyaları ve yemek odası mobilyaları takip ediyor. Bu alt segmentler, Türk mobilya şirketlerinin odaklandığı alanlarla örtüşüyor.  

Sürdürülebilir ürünlere yönelik artan talep de, İngiltere’ye mobilya ihracatı yapmak isteyen Türk şirketleri için farklı fırsat alanları açıyor. Sürdürülebilir şekilde elde edilen hammaddelerden, daha az enerji kullanılarak, zanaatın öne çıkarıldığı şekilde üretilen, uzun ömürlü mobilyalar giderek daha çok ön plana çıkıyor. Bu tip üretim, Türkiyeli imalatçılar için yeni bir konu değil. Geleneksel yöntemlerimizi günümüzün inovasyon ve tasarım anlayışıyla buluşturarak, bu alanda oldukça güçlü bir yer edinmek mümkün. 

Bununla birlikte İngiltere’ye ihracat yapmak isteyen markaların tasarım ve markalaşmaya özellikle eğilmesi gerekiyor. İngiltere halihazırda marka algısının yüksek olduğu, dünyanın dört bir yanından ürünlere erişebilen ve bunları duygusal ve kişisel beklentilerine göre büyük bir farkındalıkla seçen bir müşteri kitlesine sahip. İngiltere’de mobilya pazarındaki talep, yıpranma, eskime gibi nedenlerin yanı sıra, estetik ve stil arayışıyla da şekilleniyor. Tasarım trendlerini takip eden ve eşyalarını bu sebeple değiştiren önemli bir kitle bulunuyor. Bu alanlara yatırım yaparak pazara katma değerli ürünler sunabilen şirketler, karlı sonuçlar alabiliyor.  


Markalaşma ve tasarıma zaman ve kaynak ayırabilmenin bir yolu da, OPLOG omnichannel fulfillment hizmetleriyle operasyonel yükünüzü hafifletmek.  
Detaylar için şimdi bize ulaşın

İngiltere’ye Mobilya İhracatına Nereden Başlamalı?

İngiltere’de satış yapmak için bilmeniz gereken her şeyi bir e-kitapta toplamıştık. Genel bir bakışla Türk mobilya firmalarının İngiltere’deki tüketicilere ulaşmak için geleneksel ve güncel pek çok kanalı kullandığını söyleyebiliriz. Son yıllarda özellikle toptan satış alanında önemli bir atılım söz konusu. Ayrıca sektör oyuncuları, yurtdışındaki marka ve şirketleri satın alma yoluna gidebiliyor, birden çok markanın bir arada olduğu mağazalarda yer almayı tercih edebiliyor veya kendi mağazalarını açabiliyor.  

Bununla birlikte İngiltere pazarında e-ticaretin son derece gelişmiş olması, mobilya ihracatı yapmak isteyen Türk şirketler için tüketiciye doğrudan erişim fırsatı sunuyor. Özellikle genç tüketiciler ve kendini güncel tutabilen B2B markalar, mobilya satın alırken online’ı mutlaka değerlendiriyor. Bunun sonucu olarak mobilya ve alt sektörleri, İngiltere’de e-ticarette en hızlı büyüyen segmentlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Wayfair ve Amazon bu alanda radarınıza alacağınız ilk adresler olabilir. Daha fazlası için Avrupa’daki B2B pazaryerlerine yönelik hazırladığımız makalemize göz atabilirsiniz.

İngiltere’ye Mobilya İhracatında Lojistik 

Hızlı teslim edilen ve fiyat avantajı sunan kaliteli ürünler, İngiltere’ye mobilya ihracatı yapmak isteyen Türk üreticilerinin en güçlü kası. Fakat İngiltere’nin ticaret kültürü özellikle bir konuda son derece hassas olmayı gerektiriyor: Gerçekten de ürünleri söz verilen zamanda, hasarsız şekilde sahibine ulaştırabilmek. Bunu başarabilmek için de depolamadan paketlemeye, kargolamadan müşteri iletişimine tüm lojistik ve tedarik süreçlerinizi eksiksiz yönetebilmeniz gerekiyor.  

İngiltere’ye mobilya ihracatı yapacak şirketler, bu süreçlerin yönetimini genellikle bir fulfillment partnerine devrediyor. Fulfillment şirketleri geç teslimat, ürünlerin kaybolması veya defolu ürün gönderme gibi risklerin minimize edilmesini sağlıyor. İadelerin yönetimini üstleniyor. Birden çok kargo firmasıyla yaptıkları anlaşmalar sayesinde en uygun zamanlama ve ücretlendirme ile gönderim yapmayı mümkün kılıyor. Bu şekilde hem mevcut maliyet kalemlerinde avantaj sağlanıyor hem de öngörülemeyen maliyetler söz konusu olmuyor. Sonuç olarak İngiltere’ye mobilya ihraç etmek isteyen firmalar yeni pazarda sorunsuz bir operasyon yürütebiliyor ve müşteri memnuniyeti sağlayabiliyor; zaman ve işgücü kaynaklarını markalaşmaya ve iş geliştirmeye harcayarak, yeni pazardaki rekabet avantajlarını geliştirebiliyor.  

OPLOG olarak bizler, omnichannel fulfillment hizmetimizle, İngiltere pazarına açılmak isteyen veya açılmış olsa da operasyonlarını iyileştirme ihtiyacı duyan B2C ve B2B markaların hayatını kolaylaştırıyoruz. Bunlardan biri de, İngiltere operasyonunda ilk günden beri OPLOG ile çalışan Kelebek Mobilya. Kelebek Mobilya İngiltere Genel Müdürü Burçin Saltık’a kulak verelim:  

OPLOG’da, geleneksel ve dijital olarak satış yapılan tüm kanalları kapsayan omnichannel fulfillment hizmetimizle, markaların stoklarını ve tüm lojistik süreçlerini bütüncül ve kusursuz bir şekilde yönetiyoruz. Yalnızca son tüketiciye yönelik operasyonlara değil, toptan satış ve tedarik süreçlerine de destek oluyoruz. Yazılım ve robotik destekli depolarımızda insan kaynaklı hataları minimum seviyelere indiriyoruz. Müşterilerimize kendi yazılımımız olan OPLOG-One üzerinden tüm süreci monitör edebilme imkanı sunuyoruz. Sunduğumuz teknolojik altyapıları diğer tüm pazaryeri, kargo ve e-ticaret yazılımları ile entegre çalışacak şekilde geliştiriyoruz. Hizmetlerimizle İngiltere pazarındaki müşterilerimizin operasyonlarını mükemmelleştirmenin ötesinde, işlerini ölçekleyebilmelerine de destek oluyoruz. 

Peki, sizin için ne yapabiliriz? 
Tedarik zinciri süreçlerinizi hızlı, güvenilir, teknoloji destekli, esnek ve markanızın ihtiyaçlarına uygun şekilde dönüştürecek fulfillment hizmetleri için şimdi ilk adımı atın. 

E-ticaretin son dönemdeki önemli uygulamalarını ve müşterilerle markanızı buluşturmanın alternatif yöntemlerini keşfedin.

Alışveriş Sezonunda Satışları Artırmak için 5 Tüyo

Alışveriş sezonunda satışlardaki artışın tatlı hayallerini kurmak hepimize çok iyi geliyor. OPLOG olarak bu dönemin sunduğu fırsatları maksimumda kullanabilmeniz için gerekenleri sizlerle paylaşmayı sürdürüyoruz. Bir yandan operasyonel düzenlemelerinizi yapıp stok kontrollerinizi gerçekleştirirken diğer yandan teknoloji tarafındaki eksiklerinizi tamamlıyorsunuz. Peki ya müşteri deneyimi ve pazarlama? Bu makalemizde, e-ticaretin son dönemdeki olmazsa olmaz uygulamalarını ve müşterilerinizle markanızı buluştururken izleyebileceğiniz alternatif yöntemleri anlatacağız. 

Stok olmadan da satış yapabilmek: Back-order altyapısı   

Müşteri deneyimini iyileştirirken satışların kaçmasını engelleyecek birkaç altyapı düzenlemesiyle lafa başlayalım. Burada sormamız gereken şu: Müşterinize karşı ne kadar şeffafsınız? Pazarlamadan deneyim tasarımı ve müşteri ilişkilerine, günümüzün en önemli iletişim trendi şeffaflık. Bugün tüm tüketiciler alışveriş yolculuğu boyunca kararlarını etkileyecek tüm detaylara anında ve açık şekilde sahip olmak istiyor.  

Normal e-ticaret süreçlerinde bir ürünün stoku bittiğinde onu satışa kapatırsınız veya tercih edilmeyen bir yöntem olarak ürünü stok yenilendikten sonra göndermek üzere açık tutarsınız. İlk senaryo doğrudan satışın kaçması ve müşteriyi rakibinize kaptırmak demek. İkincisi ise “Siparişim nerede, neden teslimata çıkmadı” gibi sorulara gebe ve müşteri deneyimine hançer vuran bir tutum.  

Back-order alabilme yetkinliği olan şirketler, ürünlerinin stoku bittiğinde satışa kapatmak yerine, bu bilgiyi ve yeni stokun ne zaman geleceğini müşteriyle açık şekilde paylaşabiliyor. Böylece müşteri karar verme sürecinde bu bilgiyi değerlendiriyor. Ürünü beğendiyse, belirli bir süre beklemeyi kabullenebiliyor. Siz de, sitenizdeki sipariş sayfası üzerinde yapılacak düzenlemelerle veya Shopify ve benzeri platformlardaki eklentilerle bu bilgileri müşterilerinize sağlayabilirsiniz. “Sepete ekle” veya “Satın Al” butonunuzun hemen yakınında ürünün tedarik sürecinde olduğunu ve gönderimin gerçekleştirilebileceği tarihi net şekilde belirtebilirsiniz. Aynı sepette farklı tarihlerde gönderilebilecek ürünler varsa, bunlar için parçalı gönderme seçeneği eklemek de bir alternatif.  

Back-order altyapısı, envanter yönetimi ile CRM arasında bir yerde duruyor; teknik bir detay gibi gözükse de, satış kaçırmamanın yanı sıra bu şeffaflığı sağlayarak müşterinizin markanıza güvenini artırıyor.  

Şeffaflık, bilgi, takip: Cut-off bilgilendirmeleri 

Bu kadim lojistik terimini aldık ve müşteri deneyimini iyileştirmenize destek olacak bir araç olarak özümsedik. Neden bahsettiğimizi detaylandıralım. Cut-off en genel haliyle lojistikte bir işlemin sona erme süresini belirtir. E-ticarette müşterinizi ilgilendiren boyutuyla ise, müşterinin sipariş ettiği ürünün ne zaman kargoya çıkacağı ve eline ne zaman ulaşacağı bilgisine sahip olmasıdır. Burada kendi e-ticaret sitenizde sayfanın en üstünde örneğin, “Saat 16.00’ya kadar verilen siparişler aynı gün içerisinde kargoya teslim edilir” gibi bir banner’a yer verebilir veya çalıştığınız pazaryerinin “Aynı gün kargo” etiketini kullanabilirsiniz.  

Bu, yine şeffaflık ve güven unsurlarına hizmet ederken, aynı zamanda müşteriyi aksiyon almaya da teşvik ediyor. Üstelik müşteri ilişkileri departmanınıza gelecek “Siparişim nerede” sorularını da azaltıyor.  Bu noktada OPLOG olarak, birlikte çalıştığımız şirketlerin olabildiğince rekabetçi cümleler kurabilmesini sağlıyoruz ve benzer ürünü daha hızlı göndereceğini taahhüt edebilen markalarımızın rakipleri arasında net şekilde öne çıktığını gözlemliyoruz.  

Buradaki deneyimi tamamlamak için birkaç önemli noktadan daha bahsedebiliriz. Örneğin sipariş tamamlandıktan sonra müşterinizi yönlendirdiğiniz “Teşekkürler” sayfasında sıkça sorulan sorulara yer verebilirsiniz. Sipariş takip ekranlarının halihazırdaki fiziksel operasyonla ilgili olabildiğince fazla bilgi içermesi ve mümkünse kargo firmalarının takip ekranlarının websitesinin içine gömülmesi veya doğrudan link verilmesi de önemli.  

Backorder ve cut-off yönlendirmeleri için sipariş yönetim sistemi ve kargo takip sistemlerine sahip olmanız gerekiyor. Bu konuda fulfillment sağlayıcınız size gerekli altyapıyı sağlayabilir. OPLOG olarak bizim sunduğumuz teknolojik altyapıların müşteri deneyiminize nasıl fayda sağladığını öğrenmek için şimdi bize yazın.  

Envanter yönetimi perspektifinden: Sosyal ticaret 

Müşterilerinizle temas noktalarını iyileştirmekten bahsederken sosyal medyayı es geçeceğimizi düşünmüş olamazsınız. Sosyal ticaret son 3 yıldır konuşageldiğimiz bir konu ancak bugün artık hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası haline gelmiş durumda. Influencer Marketing Hub’ın son araştırmasına göre, 2023 sonunda global sosyal ticaretin 1,3 trilyon dolarlık pazar büyüklüğüne erişeceği öngörülüyor.  

Sosyal ticaret markalara her gün milyonlarca insanın dahil olabileceği müthiş ölçeklerde bir etkileşim alanı yaratırken, diğer yandan çeşitli zorlukları da beraberinde getiriyor. Bu makalede alışveriş sezonu boyunca yürütebileceğiniz influencer işbirliklerinden veya Facebook mağazanızı nasıl yönetmeniz gerektiğinden bahsetmeyeceğiz. Bizim parmak basmak istediğimiz nokta sosyal ticaretin envanter yönetimi ve lojistikle ilişkisi.  

Statista’nın araştırmasına göre, tüketicilerin yalnızca %15’i sosyal medya platformları üzerinden satın aldığı bir ürünü nasıl iade edebileceği hakkında bilgi sahibi. Daha çarpıcı bir rakam: Tüketicilerin %98’i en az bir kez sosyal platformlarda beğenerek “Şimdi satın al” düğmesine bastıkları bir ürünün stokta kalmadığı gerçeğiyle yüzleşmiş. Ne büyük hayal kırıklığı! Üstelik şirketler için bu, doğru kişileri hedeflemek için harcanan pazarlama bütçesinin boşa gitmesi demek.  

Önerimiz alışveriş sezonu öncesinde envanter yönetim sistemleriniz ile sosyal platformlar da dahil tüm satış kanallarınız arasında eşgüdümü sağlayacak adımları tamamlamanız. OPLOG olarak, sayısız farklı satış kanalıyla kusursuz entegrasyon sağlayabilen altyapımızla, sadece siparişlerinizin değil, aslında müşterilerinizin arzularının eksiksiz ve tam vaktinde karşılanmasına destek oluyoruz. Size uzmanlarımız anlatsın.   

Alışveriş sezonunun başrolü: Oyunlaştırma 

Rekabetin dorukta olduğu bu pazarda yer edinmek, özellikle yoğun alışveriş sezonu sırasında sıkça zorlayıcı bir çaba olabilir. Ancak bu süre zarfında satışlarınızı sürdürmekle kalmayıp aynı zamanda yükseltmenin bir sırrı olsaydı ne olurdu? Cevap, oyunlaştırmada yatıyor! 

Oyunlaştırma, tüketicilerinizi cezbetmek ve müşterilerinizin her zaman daha fazlasına istemesini sağlamak için oyun elementlerini dahil ederek manyetik deneyimler yaratma pratiğidir. Bu pratik, alışveriş yapmayı interaktif ve eğlenceli bir hale getirerek müşterilerinizle bağ kurmanıza da yardımcı olur. İşte masaya getirdikleri: 

Topluluk: Tüketicileriniz oyun ve bulmacaları çözmek ve deneyimlerini paylaşmak için bir araya geldikçe, markanız bir topluluk inşa etmiş olur. 

Görünürlük: Satışlarınızı ve kampanyalarınızı oyunlaştırmak pazarlama çalışmalarınıza direkt olarak bir heyecan katmanı eklerken, marka görünürlüğünü ve ağızdan ağıza pazarlamayı da artırır. 

Daha fazla satış: Topluluk büyüdükçe ve görünürlük arttıkça, doğal olarak sadık bir müşteri tabanı oluşur, bu da satışlarınızın artmasına yardımcı olur. 

Peki, alışveriş sezonu boyunca siparişlerinizi nasıl oyunlaştırabilirsiniz? İşte bizden size basit bir oyunlaştırma uygulaması. 

Bir kupon veya indirim kodu oluşturun. 

Bu kupon/indirim kodunu dört parçaya bölün.  

Her bir kod parçasını 4 ayrı teslimatta müşterilerinize gönderin. Burada önemli olan süreçlerle ilgili müşterilerinizin bilgilendirilmiş olması. Bunu da websiteniz, sosyal medya kanallarınız, e-posta, push notification’lar ve SMS gibi farklı iletişim kanalları üzerinden kolayca yapabilirsiniz. 

Aldıkları her yeni gönderiden sonra, “Yalnızca 2 sipariş sonra kuponun sende” gibi iletişimlerle müşterilerinizi teşvik edin.  

Müşterileriniz dört siparişten sonra parçaları bir araya getirerek koda ulaşabilsin.  

Merak, eğlence ve özel bir ödül ile kurgulanmış basit ve etkili bir oyunlaştırma çalışması ve hedefe ulaşmak için tekrarlanan siparişler ile artan satışlar!  

Burada sisteminizi doğru gönderiye doğru kodu koyacak şekilde sorunsuz yürütmeniz çok önemli. OPLOG, kullandığı ileri teknolojiler sayesinde elde ettiği %100 teslimat doğruluğu oranıyla, işler oyunlaştığında da size yardımcı olabilir. Nasıl mı? Şimdi keşfedin.  

Uygun altyapılarla mümkün: Omnichannel stratejisi   

Günümüzün dijitalleşmiş dünyasında gerçek dünya ile online arasındaki sınırlar tamamen bulanıklaşmış durumda ve bu koşullarda omnichannel stratejisinin şirketler için faydalarını artık biliyoruz. Omnichannel yaklaşımı sayesinde müşteri verileri tek bir veritabanında saklanıp işlenebiliyor. Hedefli pazarlama çalışmaları ve kişiselleştirilmiş deneyimler yaratmak mümkün oluyor. Müşterinin markayla ilk temasından satış sonrası etkileşimlere kadar tüm yolculuk takip edilebiliyor. Böylece mevcut müşterinin sadakati sürdürülerek satış artışından marka değerine pek çok alanda ilerleme sağlanabiliyor.  

Buradaki asıl püf noktası, mobil, sosyal platformlar, web mağazaları, çevrimiçi veya çevrimdışı tüm temas noktalarını birbirinden ayrı veya birbiriyle rekabet eden kanallar olarak değil, birbirini bütünleyen tek bir ekosistem olarak ele almak. Bu da, pazarlamadan tedarike, müşteri ilişkilerinden veri analitiğine bir şirketin içindeki farklı birimlerin tek bir mekanizma halinde uyumla çalışmasını gerektiriyor.  

Elbette bu stratejinin en önemli tamamlayıcılarından biri de satış kanalları arasında stok senkronizasyonu sağlayabilmek. Dakikalar içerisinde birden çok kanaldan düşen yüzlerce sipariş varken, stok verileriniz eşzamanlı olarak güncellenmiyorsa, müşterinize sattığınız ürünün elinizde kalmadığını açıklamak zorunda kalabilirsiniz. İdeali, websitenizin altyapısı veya bir entegratör aracılığıyla ya da OPLOG’unki gibi depo yönetim sistemleriyle, farklı sistemler arasında eşzamanlı bilgi akışı sağlayan bir altyapıya sahip olmak.

OPLOG olarak, omnichannel fulfillment’ın gerektirdiği tüm teknoloji ve kaynakları B2B ve B2C operasyonlarınız için bir araya getirirken, satış kanallarınız arasındaki siparişlerinizi sorunsuz bir şekilde yönetmenize olanak tanıyoruz. ABD, İngiltere ve Almanya’da yer alan depolarımızla mükemmel hizmeti globale taşımanıza imkan veriyoruz. Alışveriş sezonu gibi en yoğun dönemde dahi, operasyonel zorlukları, kolayca göğüslemeniz için çalışıyoruz. Gelin, tanışalım.  

Alışveriş Sezonunda Satış Artırmak (ve Kaçırmamak İçin) Tüyolar

Müşteri ilişkilerinizi kusursuzlaştırmak için alışveriş sezonu öncesi hazırlıklarınızı gözden geçirin. İşte dikkate almanız gerekenler!

Müşteri Hizmetleri Yükünü Hafifletme

Alışveriş sezonu özel serimizin son makalesiyle karşınızdayız. Altı haftadır sizlerle, alışveriş sezonu boyunca farklı aşamalarda ve birimlerde yaşayabileceğiniz sorunları, sezon öncesindeki hazırlıklarla nasıl önleyebileceğinizi paylaşıyoruz. Bu sefer de konuya müşteri hizmetleri açısından bakacağız.  

Evet, sezon boyunca artacak siparişleri ve cirolarımızı düşünmek bizi gülümsetiyor. Ancak bu keyifli resmin bir de karanlık tarafı var: Müşteri soruları ve şikayetleri. Bu işin matematiği çok basit; daha fazla sipariş, daha fazla soru demek. Bu dönemde müşteri hizmetleri biriminiz için esnek çalışma saatleri uygulama veya geçici personel işe alma gibi adımlar atmayı düşünebilirsiniz. Bununla birlikte ekibe talep ve soru yığılmasını çeşitli şekillerde engellemek de mümkün. 

E-ticarette müşterilerin en çok sorduğu soru, “Kargom nerede?” sorusudur. Bu sorunun yanıtını müşterileriniz, konu müşteri ilişkileri ekibinize varmadan alabilmeli. Bunun için sipariş takibini olabildiğince kolay ve görünür hale getirmeli, müşterilere kendi sorunlarını çözmeleri için yardımcı olabilecek self-servis araçlar sunabilmelisiniz. Detayları, sizlerle daha önce paylaştığımız Alışveriş Sezonunda Satış Artırmak (ve Kaçırmamak İçin) Tüyolar isimli makaleden alıyoruz:  

“Örneğin sipariş tamamlandıktan sonra müşterinizi yönlendirdiğiniz “Teşekkürler” sayfasında sıkça sorulan sorulara yer verebilirsiniz. Sipariş takip ekranlarının halihazırdaki fiziksel operasyonla ilgili olabildiğince fazla bilgi içermesi ve mümkünse kargo firmalarının takip ekranlarının web sitesinin içine gömülmesi veya doğrudan link verilmesi de önemli.” 

Alışveriş sezonuna hazırlanırken, müşteri ilişkileri stratejinize yol gösterecek bir soru seti hazırladık. Hemen indirin!

Peki, bu sorunun oluşmasını en baştan nasıl önleyeceksiniz? Cevap, kusursuz bir fulfillment sistemi ile ürünlerinizi her zaman taahhüt ettiğiniz zamanda müşterilerinize ulaştırmak. Burada stok takibinden depo yönetimine, paketlemeden kargoya teslime, adeta makine gibi düzgün ve hızla işleyen bir altyapı sahibi olmaktan bahsediyoruz. İnsan hatasını minimuma indiren Depo Yönetim Sistemleri (WMS), en hızlı ve en uygun maliyetli kargo seçeneklerini her bir ürün için özel olarak hesaplayıp sistemi doğru yönlendirecek kargo entegrasyonları ve size her şeyin yolunda gidip gitmediğini anlık olarak görebilme imkanı veren arayüzler bu noktada olmazsa olmaz. OPLOG olarak tüm bu yatırımları kendi başınıza yapmaktan sizi kurtaran ve mevcut altyapınıza birkaç günde hızla ve kolayca entegre olabilen teknolojik altyapılarımızla size yardımcı olabiliriz. Detaylar için şimdi uzmanlarımıza yazın.  

Bu sistem aynı zamanda müşterilerinize her zaman doğru ürünün, hasarsız şekilde gitmesini de garanti altına alır. Böylece müşteri hizmetleri biriminize bu kapsamda gelecek sorular da azalır.  

İade yönetiminde “sözüne güvenilir” olmak 

Müşteri şikayetleri ve sorularını azaltmak için gerçekçi iade politikaları belirlemek, belki mevcut politikanızı alışveriş sezonu boyunca yaşanabilecek yoğunluğa uygun şekilde güncellemek önemli. Bununla birlikte iade koşullarınızı en şeffaf ve görünür şekilde sitenizde paylaşmalısınız. Müşterinize verdiğiniz sözleri tutabilmeniz için, operasyon tarafında iade edilen ürünün en hızlı şekilde tekrar depoya varıp kontrollerinin gerçekleştirilerek stoka alınması ve müşterinizin para iadesi için bekletilmemesi de çok önemli.  

İade yönetimine bir de maliyetler açısından bakın: Yüzyılın Lojistik Fenomeni: İadeler ve Baş Ağrıtan Maliyetleri  

Değerli geribildirimler: Ürünle ilgili sorular ve şikayetler 

Ürününüz gerçekten çok kaliteli, çok uygun fiyatlı veya hedef kitlenizin beklentisi her neyse tam da onu karşılayan harika bir ürün olabilir; bu iyi satış yapmanın temel gerekliliğidir. Ancak ürününüzle ilgili müşterilerinize yeterli bilgi vermediğiniz takdirde, müşteri ilişkileri departmanınız çok sayıda soruyu yanıtlamak zorunda kalacak demektir. Soru sormaksızın satın almadan direkt vazgeçecek müşterilerden hiç bahsetmiyoruz bile. Kaliteli ve açıklayıcı fotoğraflar, doğru beden ve ebat bilgilendirmeleri, ürünün amacını, malzemesini ve işe yarayacağını düşündüğünüz tüm detayları ürün açıklamalarınıza mutlaka dahil etmelisiniz. 

Ürününüzün sorunlu olması ise bir diğer konu. Beklenileni vermeyen, defolu, hasarlı, vadedilenden farklı ürünler bitmeyen soruların ve başlı başına sorunların kaynağıdır. Müşteri hizmetleri ekibinizi ve daha da önemlisi marka değerinizi düşünüyorsanız, bu konuyu azami dikkatle ele almalısınız. Özellikle müşteri geribildirimlerini detaylı takip ederek sorunlu ürünleri stoktan çıkarmak ve sorunlu olması sebebiyle iade edilen ürünlerin yeniden stoka alınmadığından emin olmak iki temel nokta. Bir sonraki aşama ise, ürün geliştirme ve tedarik süreçlerinizi gözden geçirmek olmalı. 

Günümüzün yardımcısı otomasyon ve botlar 

Müşteri hizmetleri bugün chat-bot’lardan ayrı düşünülemez, değil mi? Basit soruları yanıtlamak ve yaygın sorunları çözüme kavuşturmak için “Sıkça Sorulan Sorular” sayfalarına alternatif en basit ve işlevsel araçlar chat-bot’lar. Kargo takip numarası sorgulamaları gibi amaçlarla, kişilere otomatik yanıtlar veya mesajlar gönderen otomasyon sistemleri de artık olmazsa olmazlardan diyebiliriz. Ek olarak, müşterinizin bir talebi olduğunda, gerçek bir insanın onlara ulaşacağı ana kadar müşteriye hızlı bir dönüş sağlayacak şablon e-postalar, sonrasındaki süreç iyi yönetildiğinde etkin araçlar olabiliyor. 

Krize dirençli iletişim süreçleri tasarlamak 

Siz arka planda ve müşteri temas noktalarında yaptığınız iyileştirmelerle, pürüzsüz, hızlı ve kolay bir müşteri deneyimi yaratmış olsanız da sorunlar mutlaka olacak ve bazen bu sorunlar kriz haline gelebilecek. Önemli olan bunu en az hasarla atlatmak ve krizi bir kartopu etkisi yaratmadan çözüme kavuşturmak.  

Her markanın müşterileriyle iletişiminde alışveriş sezonu dışında da kullanabileceğiniz genel bir kriz planı olması gerektiğini söylememize gerek yok. Bu planda ürünün geç kalması, hatalı gelmesi, iletişimde can sıkıcı bir hata yapılması, kargoda yaşanan sorunlar, yanlış bilgilendirmeler, ürün sorunları ve benzeri farklı durumlar için, farklı senaryolara göre nasıl hareket edileceğini önceden tanımlamalısınız. Kriz potansiyeli taşıyan durumlarda şirket içinde ilk hangi birim ve kim bilgilendirilecek, karar verici kim olacak, farklı durumlarda müşteriye nasıl çözümler sağlanacak? Üst kademeden birinin müşterinizle bir telefon görüşmesi yapmasından, müşteriye ikna edici bir hediye çeki tanımlamaya çok farklı çözümleri düşünmelisiniz. Müşteri ilişkileri ve sürece dahil olacak tüm birimlerinizin süreçte üstleneceği görevi tamamıyla anladığından ve yerine getirebileceğinden emin olmalısınız.  

Rekabet avantajını kalıcı hale getirmek 

Alışveriş sezonu özel makale serimizi burada sonlandırırken, mutlu ve memnun müşterilerin, size e-ticarette alışveriş sezonu sonrasında da süregelen bir rekabet avantajı sağlayacak başlıca unsur olduğunun altını yeniden çizelim. Bunu sağlayabilmek farklı iş birimlerinin alanına giren çok sayıda aksiyonun holistik bir anlayışla ve eşzamanlı atılabilmesiyle mümkün. Bununla birlikte, operasyon tarafında tedarik, lojistik, stok ve depo yönetiminizi teknoloji destekli olarak kusursuzlaştırdığınızda, müşterilerinizin temel beklentilerinin büyük bir kısmına cevap verebilmiş oluyorsunuz. OPLOG olarak 10 yılı aşan deneyimimiz, Türkiye’nin yanı sıra ABD, İngiltere ve Almanya’da yer alan depolarımız ve kendi geliştirdiğimiz üstün teknolojik araçlarımızla size bu konuda destek oluyoruz. Farklı satış kanallarınızın bütününde, omnichannel fulfillment’ın gerektirdiği tüm kaynak ve teknolojileri B2B ve B2C operasyonlarınız için bir araya getiriyoruz.  

Alışveriş sezonu ve sonrasında fulfillment süreçlerinizde, markanızın ihtiyaçlarına özel çözümler sunabilen, sizinle birlikte operasyonunu ölçekleyebilen ve her zaman müşteri odaklı bir partnerle ilerlemeyi arzu ediyorsanız, doğru yerdesiniz. 

Alışveriş Sezonunda Artan Müşteri Hizmetleri Yükünüzü Hafifletecek Önlemler

Büyük ölçekli e-ticaret şirketlerinin karşılaştığı operasyonel sorunlar ve olası çözümlerinden bahsettiğimiz yazımıza hemen göz atın.

Büyük Ölçekli Şirketlerinin Karşılaştığı Sorunlar

Büyüme hedeflerine odaklanan markaların, kampanya dönemlerinden depo yönetiminde verimliliğe, müşteri memnuniyetinden pazaryeri performansına kadar bir dizi zorluğa karşı durması gerekiyor. Sipariş hacminin giderek artması karşısında operasyonel süreçlerde de çeşitli sorunlar baş gösterebiliyor. Sadece doğru ürünü, hasarız ve hatasız şekilde, doğru adrese, taahhüt edilen zamanda ulaştırabilmek bile operasyonel mükemmellik gerektiriyor.  

Peki, markalar bu süreçleri minimum sorunla nasıl yönetebilir ve işlerinde karlı büyümeyi nasıl sağlayabilir? Gelin, büyük ölçekli e-ticaret şirketlerinin karşılaşabileceği sorunları ve olası çözümlerini inceleyelim.  

Kampanya dönemlerinde sipariş çıkışlarında yaşanan gecikmeler  

Büyük ölçekli markalar için kampanya dönemleri, heyecan verici fırsatlar sunarken, aynı zamanda operasyonel zorlukları da beraberinde getiriyor. Özellikle yüksek taleple karşılaşılan ve müşteri beklentilerinin arttığı bu dönemlerde, sipariş çıkışlarında yaşanan gecikmeler sorunları tetikleyebiliyor, sonucunda markaya olan güveni ciddi şekilde etkileyebiliyor. Bildiğiniz gibi işinizi büyütmek bir iş, başarınızı sürdürebilmek ise ayrı bir iştir. E-ticaretin zirvesinde sorunsuz bir operasyon yürütebilmek için giderek artan bir kararlılık ve özenle ilerlemek zorundasınız.  

Peki, ama nasıl? Talep öngörülerinizi netleştirmekten teknolojik altyapınızı hazırlamaya, sarf malzemesi tedarikinden kargo şirketleriyle ön anlaşmalara, kampanya dönemlerine nasıl hazırlanabileceğinizi “Operasyonunuzu Alışveriş Sezonuna Hazırlayın” isimli makalemizde detaylı anlatmıştık. Daha fazla bilgi için şimdi inceleyin. 

Depo ve stok yönetiminde ölçeklenme sorunu 

Büyük ölçekli e-ticaret şirketleri için, artan sipariş sayıları veya stok miktarları, depo yönetimini karmaşık hale getirebilir ve kapasite sorunlarına yol açabilir. Mesela; 

Raf düzeni, malzeme akışı ve depo içi işlemler gibi faktörler göz önünde bulundurularak yapılacak depo içi düzenlemeleri burada çözüme yönelik atılacak ilk adımdır.  

Ürünlerinizi birden çok depoda tutmak da bir opsiyondur. Gelişmiş depo yönetim yazılımları, stok takibi, sipariş yönetimi ve envanter kontrolü gibi süreçleri otomatikleştirerek, stoklarınızı birden çok depoda tutuyor dahi olsanız, depo yönetimini yalınlaştırır ve daha etkin hale getirebilirsiniz. 

Hızlı tedarik zinciri ve lojistik çözümleri, depolardaki stokların hızlı bir şekilde yeniden edinilmesini ve dağıtılmasını sağlar. Güvenilir tedarikçilerle sağlıklı bir iş birliği de stokların sürekli olarak güncel ve yeterli olması için önemlidir.  

OPLOG olarak bizler teknolojik altyapımız ve mesleki deneyimimiz sayesinde, müşterimizle birlikte operasyonumuzu sorunsuz şekilde ölçekleyebilme becerisine sahibiz. Depo Yönetim Sistemimiz ile müşteri davranışlarını analiz ederek müşterilerimizin stok tahminleri çıkarabilmesine destek oluyoruz. Depo içindeki düzenlemeleri alanının en üstün yazılımlarından destek alarak gerçekleştiriyor; insan hatasını minimuma indiriyoruz. Dahası hangi ürünün hangi bölgede daha çok talep edildiğini ölçümleyerek, toplam stokun ne kadarının, farklı lokasyonlardaki depolarımızın hangisinde olması gerektiğini belirleyebiliyoruz. Daha fazla bilgi için, teknolojilerimizi keşfedin.   

Tüketici için ulaşılamayan, çok uzun süre bekleten veya sorunları çözmek yerine öteleyen müşteri hizmetleri kadar can sıkıcı çok az şey vardır. Gerçekten de müşterinin satın alma deneyiminde bir şeyler ters gittiğinde, iyi müşteri hizmetleri maçı her zaman 90. dakikada döndürebilen o yıldız oyuncu gibidir. Tabii, OPLOG olarak hep söylediğimiz gibi, iyi müşteri hizmetleri sunabilmenin bir numaralı kuralı, bu birimin yükünü azaltmak yani, müşteri hizmetlerine yansıyan sorunların oluşmasını en baştan engelleyecek düzenlemelere sahip olmaktır.  

Kusursuz bir fulfillment sistemiyle, müşterilerinize ürünlerini her zaman taahhüt ettiğiniz zamanda, hasarsız, sorunsuz ve doğru şekilde ulaştırmak buradaki temel gerekliliklerden. “Artan Müşteri Hizmetleri Yükünüzü Hafifletecek Önlemler” başlıklı makalemizde bahsettiğimiz gibi: “İnsan hatasını minimuma indiren Depo Yönetim Sistemleri (WMS), en hızlı ve en uygun maliyetli kargo seçeneklerini her bir ürün için özel olarak hesaplayıp sistemi doğru yönlendirecek kargo entegrasyonları ve size her şeyin yolunda gidip gitmediğini anlık olarak görebilme imkanı veren arayüzler bu noktada olmazsa olmaz.”  

Müşteri hizmetleri başlığındaki kuralın bir benzeri iadeler için de geçerli. E-ticaret şirketleri için temel prensip her zaman iadeleri önleyici çözümleri de süreçlerine dahil etmek olacaktır. Örneğin;  

Hatasız ve zamanında teslimat, ürün kalitesinin önemsenmesi ve satış platformunda doğru bilgilendirmeler yapılması bu konudaki öncelikli başlıklardan bir tanesi.  

İade nedenleri ve müşteri geribildirimleri doğrultusunda sorunların tespit edilip çözülmesi ve stok verilerinin incelenerek hangi ürünlerin sıkça iadeye düştüğünün görülüp stokların ona göre güncellenmesi de atılabilecek bir diğer önemli adımlardan. 

Her şeye rağmen iadeler olacaktır. İade süreçlerinizi daha net, daha kolay ve daha müşteri odaklı bir işleyişe kavuşturmak süreçleri müşteriler için kolaylaştıracaktır. Ayrıca bir ürün iadeye geldikten sonra operasyon tarafındaki sürecin sorunsuz ilerlemesi de çok önemli.  

Ürünün kargodan gelmesi, durumunun değerlendirilmesi ve tekrar stoka alınması için geçen süreyi olabildiğince kısaltmalısınız.  Bu hem sizin stoklarınızın güncel kalmasını hem de müşterinin ödemesini olabildiğince hızlı geri alabilmesi sağlar.  

Elbette bu operasyonun da ardında hem teknolojik yetkinlik hem de deneyim gerektiren karmaşık süreçler vardır. Peki, OPLOG’da iade süreçleri nasıl yönetiliyor? Öğrenmek için şimdi tıklayın.  

Büyük ölçekli e-ticaret şirketleri için pazaryerleri, geniş müşteri kitlelerine ulaşma ve satışları artırma imkanı sağlarken, beraberinde bazı potansiyel zorlukları da beraberinde getirebiliyor.

Pazaryerlerindeki yoğun rekabet ortamı ve hızlı tükenen stoklar, büyük ölçekli e-ticaret şirketlerini sipariş gecikmeleri, tedarik süreleri ve iadelerle ilgili sorunlarla karşı karşıya bırakabiliyor. Yaşanan sorunlar, mağaza puanlarının düşmesine, listelemelerde alt sıralara düşmeye ve markaya olan güveninin azalmasına neden olabiliyor. Bu nedenle operasyonel mükemmellik, söz konusu pazaryerleri olunca daha da öne çıkıyor.  

Büyümenin anahtarı: Doğru partnerle yol almak 

B2B ve B2C alanındaki 10 yılı aşkın deneyimimiz ve global depo ağımızla, OPLOG olarak aralarında Sony, Tupperware, Atomy, Suud, Rossmann, Kelebek ve Herbalife gibi sektör devlerinin de olduğu 150’den fazla şirketin omnichannel fulfillment operasyonlarını üstleniyoruz. %100 hatasız stok yönetimi ve doğru teslimat ile %99,9 zamanında teslimat oranları sağlıyoruz.  

Kendi mühendis ekibimizin imzasını taşıyan, alanının en üstün yazılımlarıyla stok takibinden depo yönetimine, kargo süreçlerinden iadelere, müşterilerimize minimum sorun ve maksimum kar yaratan fulfillment çözümleri sunuyoruz. OPLOG One sistemimiz ile müşterilerimize, tek panel üstünden tüm satış kanallarının fulfillment aşamalarını takip edebilme ve dünyanın farklı bölgelerindeki farklı depolarda yer alan tüm stoklarını tek arayüzden görebilme imkanı sağlıyoruz. En önemlisi de OPLOG olarak, sizinle ve işinizle birlikte operasyonlarımızı sorunsuz şekilde ve hiç vakit kaybetmeden ölçekleyebiliyoruz.

Sizin için nasıl çözümler sunabileceğimizi öğrenmek için, şimdi bizimle iletişime geçin! 

Mevcut fulfillment sağlayıcınızdan memnun değilseniz, OPLOG'un avantajlarından faydalanmak ister misiniz?  

OPLOG'a geçin, taşınma maliyeti risklerinizi azaltın!

İlk günden itibaren fulfillment uzmanlarımızla beraber, ihtiyaçlarınızı anlamak ve başarılı bir iş birliği kurmak için her adımda yanınızda yer alıyoruz. Yüksek teknolojiye sahip fulfillment merkezimize giren envanteriniz için tüm pazaryerleri ve entegrasyonlarla %99.9 hatasız stok yönetimi sunuyoruz.

Siz de OPLOG'un avantajlı dünyasını hemen keşfedin! Üstelik hızlı entegrasyon, hızlı bir karşılama ve sorunsuz geçiş sürecinizde; 2 kamyona kadar taşınma masraflarınızı biz karşılıyoruz.

OPLOG'un avantajlı kampanyası için hemen teklif alın!

E-ticaretin Zirvesinde: Büyük Ölçekli E-ticaret Şirketlerinin Karşılaştığı Sorunlar

Birden çok kanalda satış yapan şirketler için stok senkronizasyonunun önemini anlattığımız yazımıza göz atın.

Stok Senkronizasyonunun Önemi

Alışveriş sezonu özelinde hazırladığımız makale serimizin beşincisiyle karşınızdayız. Satışlarını kendi web sitesi, pazaryerleri, market zincirleri veya distribütörler gibi birden çok kanal üzerinden gerçekleştiren ve hem B2B hem B2C satış yapan şirketler için, en önemli olduğunu düşündüğümüz konulardan bir diğerine değineceğiz: Stok senkronizasyonu. 

Birbiriyle bağlantılı olması nedeniyle, operasyonunuzu alışveriş sezonuna hazırlamakla ilgili ilk makalemizi hatırlatıyor ve konunun detaylarını aktarmaya başlıyoruz. 

Kötü deneyimleri önleyici aksiyonlar 

Sezon boyunca kendi web siteniz, pazaryerleri, distribütör satışları ve benzeri tüm kanallardan aynı anda yoğun bir şekilde sipariş düşüyor ve bunların tümü aynı stok üzerinden gerçekleşiyor olacak. Bu noktada farklı kanallar arasındaki stok senkronizasyonunun anlık olması çok önemli. Eğer senkronizasyon 10-15 dakika gibi sürelerle gerçekleşiyorsa, bir kanalda gerçekleşen satışla birlikte stoku tükenen bir ürünün, başka bir kanalda halen stokta gözükmesi ve buradan yeni bir satış gelmesi ihtimal dahilinde. Bu durumda fiziksel olarak stoku bulunmayan bir ürünü müşterinize satmış, hatta belki o ürünün aynı gün kargoya verileceği taahhüdünü bile vermiş olacaksınız. İşte alışveriş sezonunda en çok karşılaştığımız sorunlardan biri!  

Siz bir yanda mümkün olan en iyi müşteri deneyimini sunmaya çalışırken, operasyon tarafındaki bu tip altyapısal eksiklikler nedeniyle o deneyimin sekteye uğraması, yaptığınız yatırımların boşa gitmesi demek. Talebin ortalama yoğunlukta seyrettiği dönemlerde, böyle durumlarda müşterinizle iletişime geçerek çeşitli şekillerde gönlünü alabilirsiniz. Örneğin bir hediye çeki vermek ya da stoktaki muadili bir ürüne yönlendirmek gibi prosedürleriniz olabilir. Fakat alışveriş sezonunun yoğunluğu içerisinde genellikle şirketlerin bu taraftaki iletişimi layıkıyla yürütmeye vakti olmayabiliyor. Bu konuya dedike bir müşteri ilişkileri departmanı olsa dahi, onca çeşit ürün ve türlü indirim içinden sizi tercih edip kararını vermiş bir müşterinin satış sonrasındaki hayal kırıklığını gidermek çok kolay olmuyor. Olsa da, bu gibi durumlar temel olarak zaten bu sezonda iş yükü iyice artmış müşteri ilişkileri biriminizin işleyişini aksatabiliyor. Dolayısıyla en akılcı ve etkin çözüm, kötü deneyimi önleyici aksiyonlar almak. 

Alışveriş sezonuna hazırlanırken ürün ve stok yönetiminizi kusursuz hale getirmeniz için hazırladığımız soru setine göz atın!

Şimdi gelin stok senkronizasyonunun sorunsuz işleyebilmesi için atabileceğiniz adımlara bakalım. Anahtar kelimemiz “entegrasyon”. Anlık senkronizasyon için farklı kanallardan gelen tüm satışların tek bir sisteme düşmesi ve bu sistemin ilgili diğer noktalara bilgi aktarabilmesi gerekli. Fakat her platformun kendi veri formatları ve sistemleri olabilir, bu yüzden birden çok kanaldan veri alışverişini mümkün kılan entegrasyon arayüzleri, yani API'lar veya özel entegrasyonlar kullanarak stok ve sipariş bilgilerini otomatik olarak senkronize edebilirsiniz.  

Özellikle büyük ölçekli e-ticaret işletmeleri için ERP sistemleri, stok yönetimi, sipariş işleme ve finansal işlemlerin otomatize edilmesi açısından önemlidir. Ayrıca şirketiniz birden çok depoya sahipse veya fulfillment partnerinizin farklı depolarında stok tutuyorsanız, bu depolar arası stok hareketlerini takip edebilmek için çoklu depo yönetimi sunan altyapılara ihtiyaç vardır. 

Stok sorunlarının önüne geçmek için teknolojiden nasıl faydalanabileceğinizi hatırlıyor musunuz? Önceki makalelerimize yeniden göz atın. 

Stok senkronizasyonu için nitelikli bir stok yönetim sistemi kullanmak bu konudaki tüm gereklilikleri sağlayabilecek bir diğer çözüm. OPLOG’un halihazırda sahip olduğu, kolayca kullanılabilen ve kusursuz işleyen OPLOG One altyapısı tam da bu özelliklere sahip. İster farklı satış kanalları, ister birden çok depo söz konusu olsun, tüm stok takibinizi tek bir merkezi platformdan gerçek zamanlı olarak ve kolayca takip edip yönetebilmenizi sağlıyor. Her bir ürünün stok adetlerinin anında görüntülenebilmesiyle stokların gerekli olduğunda derhal yenilenmesinin önünü açıyor; kritik stok seviyelerine gelindiğinde veya stokta sıra dışı bir hareket olduğunda otomatik olarak uyarı ve bildirim veriyor. Manuel gerçekleştirilen görevleri en aza indiriyor; böylece hata riskini minimumda tutarken zamandan tasarruf ettiriyor. En çok satan ürünleriniz, en çok hangi satış kanalının tercih edildiği, iade nedenleri gibi benzeri pek çok veri sunarak yeni iş kararları ve stratejilere altlık hazırlıyor.  

Stok senkronizasyonunun ötesinde: Depo yönetim sistemleri müşteri bağlılığınızı artırmaya nasıl destek olur? Şimdi keşfedin. 

Pazaryerleri ve distribütörlerle uyum içinde olmak için ek öneriler 

Stoklarınızla ilgili teknik altyapı düzenlemelerine ek olarak, alışveriş sezonunda genel olarak işlerinizin daha sorunsuz yürümesine katkı sağlayacak bir diğer konu da, pazaryerleri ve distribütörlerle iletişim ve iş birliğini düzenli şekilde sürdürebilmek. Ürün bilgileri ve detaylarında tüm kanallarınızda tutarlılık sağlamak, ortaklaşa kampanya ve promosyonlar için tüm tarafların uyum içinde olması, tüketiciden gelebilecek sorular, şikayetler ve geribildirimler için ortak stratejiyle hareket edilmesi, iade politikaları konusunda karşılıklı net olunması gibi noktalar önemli. Bu başlıkların her biri için alışveriş sezonu öncesinde antant kalınması ve sezon boyunca da düzenli takibinin yapılması gerekiyor. 

Bir önceki makalemizde bahsettiğimiz “gönderim koşulları” konusunu da yeniden hatırlatalım. Her şirketin alışveriş sezonu özelinde değişebilen mal kabul tarihlerini öğrenerek, buna göre erkenden rezervasyon yaptırmalısınız. OPLOG olarak buradaki muhataplarınızla aranızda iletişimi yürütüyor, riskleri minimize ederek süreçleri sizin için kolaylaştırıyoruz. 

Alışveriş sezonunda farklı pazaryerleri ve distribütörlerle stok senkronizasyonu iyi bir planlama, otomasyon ve iş birliği gerektiren karmaşık bir süreç. OPLOG olarak, fulfillment alanındaki 10 yılı aşkın deneyimimiz ve güçlü teknoloji ekibimizin yardımıyla, bu süreci hem Türkiye hem de dünyada operasyonlarınızı yürüttüğünüz farklı pazarlarda, daha etkin ve düzenli hale getirmenize yardımcı olabiliriz. 

Pazaryerleri ve Distribütörler ile Stok Senkronizasyonun Alışveriş Sezonunda Artan Önemi

Bu yazımızda Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi (ETBİS) ile ilgili bilmeniz gereken tüm soruların cevaplarını sizlerle paylaştık. Şimdi okuyun!

ETBİS Nedir ve Nasıl Kayıt Olunur?

Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi (ETBİS) Nedir ve Nasıl Kayıt Olunur?

Türkiye’de her geçen gün pazar hacmi genişleyen e-ticaret alanında, ulusal bir ölçme ve değerlendirme sisteminin olmaması önemli bir eksik olarak karşımıza çıkıyor.  

Söz konusu eksiklik gerek yurt içinde gerekse yurt dışında Türkiye’nin e-ticaret pazarındaki konumunun tespit edilebilmesine ve hesaplanabilmesine engel oluyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından bu soruna çözüm olması amacıyla kurulan ETBİS (Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi) sistemi, hem online satış yapan işletmelerin erişilebilir olmasını hem de e-ticaret verilerinin tek bir merkezde toplanıp kolaylıkla takip edilebilmesini sağlıyor. 

Türkiye’de elektronik ticaretin hukuki altyapısının oluşturulması için hazırlanan ETBİS sayesinde pazaryerleri gibi aracı hizmet sağlayıcıları da dahil tüm e-ticaret dünyası kayıt altına alınabiliyor ve ekosisteme ait veriler toplanarak istatistiksel bilgilere dönüştürülebiliyor. 

Bu içeriğimizde Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi (ETBİS) ile ilgili bilmeniz gereken tüm konuları detaylıca ele alacak, ETBİS nedir, nasıl kaydolunur, kayıt için gerekli belgeler neler, kaydolunmazsa cezası nedir gibi soruların cevaplarını ve daha fazlasını sizlerle paylaşacağız. 

Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi Platformu (ETBİS) nedir? 

ETBİS, internetten yapılan alışverişlerde e-ticaret işlemlerini kayıt altına almayı, e-ticaret alanında verileri bir araya getirmeyi ve gerektiği durumlarda e-ticaret politikalarına yön verebilmeyi hedefleyen bir platformdur.  

ETBİS’e hangi tüzel ve gerçek kişilerin kayıt olma zorunluluğu bulunduğu Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi ve Bildirim Yükümlülükleri Hakkında Tebliğ’in 5. maddesinde ayrıntılı olarak belirtilir. Buna göre,

Kendi web sitesi ya da mobil uygulaması üzerinden faaliyet gösteren hizmet sağlayıcılarının,

E-ticaret alanında satış işlemleri için aracı hizmet sağlayıcılarının (pazaryerleri) ve

Yurt içinde yerleşik olup orada e-ticaret faaliyetinde bulunmayan ancak yurt dışında yerleşik olan bir aracı hizmet sağlayıcısı üzerinden sipariş alan hizmet sağlayıcılarının (Alibaba, eBay, Amazon gibi pazaryerlerinden satış yapanlar) 

faaliyete başlamadan önce e-Devlet üzerinden ETBİS’e kaydolması ve bildirmesi gerekir. 

ETBİS’e kayıt olmak için neler gereklidir? 

ETBİS’e kayıt olacaklar için gerekli bilgiler aşağıda sıralanmıştır.  

E-ticaret alanında faaliyet gösterecek gerçek ve tüzel kişilerin MERSİS ve vergi kimlik numaraları,  

Esnaf ve sanatkârlar için vergi kimlik numarası ve T.C kimlik numarası ve,  

E-ticaret veya aracılık faaliyetlerinde kullanılan alan adı ve mobil uygulama bilgileri ETBİS’e girilmelidir. 

ETBİS sistemine giriş yapabilmek için gerçek veya tüzel kişilerin öncelikle  E-ticaret Bilgi Platformu adresine giriş yaparak kayıt olmaları gerekir.  

İçeriğimizin bundan sonraki kısmında ETBİS kayıt aşamalarını inceleyebilirsiniz.  

Platforma giriş için ilk olarak E-ticaret Bilgi Platformu sayfasına giriş yapılarak sağ üst köşedeki ETBİS GİRİŞ butonu üzerinden İşletme Girişi’ne tıklanmalıdır. Sistem otomatik olarak giriş yapılması için e-Devlet kapısına yönlendirir. Bu noktada giriş yapacak kişinin şirket sahibi olması gerekir.  

Platformun e-Devlete yönlendirmesinin nedeni, sisteme yetkili veya sahibi olunan işletmelerin e-ticaret sitelerinin eklenebilmesini sağlamak ve bildirim yükümlülüğü olanların bildirim yapabilmesi için yetkili olduğunu belirlemektir. 

E-ticaret Bilgi Platformu sayfası üzerinden e-Devlet sistemine giriş yaptıktan sonra açılan sayfada karşınıza 3 farklı seçenek çıkar. Seçenekler arasında ortada yer alan “ETBİS’e Kayıt Ol” kutucuğuna tıklayarak devam edebilirsiniz.  

Açılan ekranın sağ üstünde yer alan “Site Ekle”ye tıklayarak site adresinizi girin ve işletmeniz hakkında sorulan soruları yanıtlayın. En son telefon numaranız ve e-posta adresinizi girdikten sonra ilk adımı tamamlamış olursunuz.  

Bu kısımda satacağınız ürün ve hizmetleri belirtmeniz gerekir. Çıkan panelde birçok ürün kategorisi ile karşılaşırsınız. Kategorilerinden birini seçme zorunluluğu bulunmamaktadır. Dilediğiniz kadar seçim yapabilir ve her bir kategori yanında bulunan sıfır veya 2. el seçeneklerini seçerek ürünlerinizin fiziksel durumunu belirtebilirsiniz.  

Aynı zamanda ekranda yer alan “İşletme, e-ticaret faaliyeti dışında geleneksel ticaret kollarında faaliyet gösteriyor mu?” sorunuzu yanıtlamanız gerekiyor.   

Bu aşamada sitenizde satış yaparken kullandığınız ödeme türlerini ve işletmenizin ticaret türünü seçmeniz gerekir.

3) KEP (Kayıtlı Elektronik Posta Adresleri) bilgisi 

Hukuken geçerli bir e-posta iletim hizmeti olan KEP adresini, ticari faaliyet gösteren işletmelerin bir sonraki aşamada sisteme girmesi gerekir. Bu adresleri, resmi dağıtımcısı olan PTT’den edinebilirsiniz.  

Bu aşamada işletmenizin anlaşmalı olduğu ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ait bilgileri sisteme girmelisiniz. Sanal POS kullanıyorsanız ayrıca bilgileri belirtmelisiniz. 

Bu adımda anlaşmalı olduğunuz kargo ve lojistik işletmelerini sistemde yer alan listeden seçerek üye işyeri numaralarını yazmalısınız. Eğer sistemde anlaşmalı olduğunuz firmayı bulamazsanız eklenmesi için talepte bulunabilirsiniz.

6) Elektronik ticaret altyapı sağlayıcıları  

İşletmenizin hizmet aldığı e-ticaret altyapı sağlayıcılarını sisteme girmelisiniz. Web tasarım hizmeti aldığınız firmalar bu alana dahil değildir.  

E-ticaret işletmenizin iş birliği yaptığı yurtiçi bankaları sisteme girmelisiniz. Yurtdışı bankaları ile çalışıyorsanız sayfanın ilgili alanında yer alan kısmı cevaplamalısınız.  

Kişisel verilerin ve müşteri bilgilerinin tutulduğu bir veri tabanınız varsa bu alan ile ilgili bilgileri belirtmelisiniz. Herhangi bir veri tabanınız yoksa “Bulut veri tabanı kullanıyor musunuz? Sorusunu “Hayır” işaretlemesi yapabilirsiniz.  

Bu adımda işletmenizin adres bilgilerini girmelisiniz. Ekranda depo yeri, üretim yeri, merkez ofis alanlarını doldurmalısınız. Eğer adresler mevcut değilse sonraki aşamaya geçebilirsiniz.  

E-ihracat yapıyorsanız ülke bazlı işlem hacmi ve ödeme tipi bazlı işlem hacmini bu kısımda belirtmelisiniz.

Bu kısımda karekod ile site doğrulaması gerçekleşir. Web sitenizdeki bilgilerin doğrulunu teyit etmek amacıyla kayıt esnasında “Site Doğrulama” sayfasının alt kısmında yer alan kırmızı kutu içerisindeki kod bloğunu web sayfanızın footer kısmına yerleştiriniz. Kod bloğu, sorunsuz bir şekilde yerleştiğinde web sitenizin ETBİS’e kaydedilir. 

Bakanlığa Bildirilmesi Gereken Hususlar Nelerdir? 

E-ticaret işletmenizi ETBİS’e kaydederken girdiğiniz bilgilerin belgelerini ayrıca Bakanlığa göndermeniz gerekmez. Sisteme kaydolduğunuzda bildirimlerinizi de yapmış olursunuz.  

ETBİS’ten sonrası: E-ticaret işletmeniz için fulfillment hizmetini keşfedin

ETBİS’e kaydolmak işin sadece başlangıcı. Peki ya sonrasındaki karmaşık operasyonel süreçler? E-ticaret işletmenizde her şeyin kusursuz işlemesini sağlamak, maliyetlerden tasarruf etmek ve müşteri memnuniyetini hep en üst seviyede tutmak için, fulfillment hizmeti almayı düşünebilirsiniz.  

Fulfillment, müşterilerin sipariş verdiği kanaldan bağımsız olarak, sipariş kanalları ve envanterlere entegre sistemler üzerinden sipariş karşılama ve teslimat sürecini ifade eder. Bir veya birden fazla satış kanalı kullanan firmaların satışlarını, kanallar arasında kusursuzca yönetebilmek, fulfillment hizmeti ile sağlanabilir. 

OPLOG fulfillment hizmeti birbiriyle tamamen entegre altyapılara sahip sistemler ile işleyen 7 temel süreçten oluşur: 

Depo yönetimi: Barkodlu tüm ürünleriniz, OPLOG depolarında stoklara alınır, tüm envanteriniz depo yönetim sistemimiz üzerinde anlık olarak güncellenir. 

Sipariş yönetimi: Çeşitli kanallardan gelen siparişler işlenerek onaylanır. 

Paketleme: Sipariş edilen ürünlerin depolardan seçilmesi, etiketlerin basılması, markaların istedikleri şekilde ambalajlanması ile gerçekleşir. 

Kargolama: Siparişler kargo firmasına teslim edilir ve müşteriye ulaşana kadarki süreçte yaşanabilecek aksaklıklar Kargo Alarm Sistemimiz tarafından tespit edilerek ekiplerimizce çözüme kavuşturulur. 

İade süreci: İadeler teslim alınır ve ekibimiz tarafından incelenerek anlık olarak işletmeye bilgi verilir. Gerektiğinde iadeler stoklara alınır. 

Müşteri iletişimi: Satış sonrası müşteri hizmetlerimiz gerektiğinde marka ile iletişim sağlar. 

Müşteri takip toplantıları: Markalar ile aylık olarak bir araya gelerek e-ticaret ve operasyonel performans hakkında toplantı yapılır. 

ETBİS, özellikle internet üzerinden yapılan alışverişlerde tüketicilerin güvenliğini sağlamak amacıyla faaliyete geçmiştir. Bu nedenle güvenliğin sağlanabilmesi için işletmeler kayıt altına alınır ve elde edilen veriler sayesinde sektörün gidişatı izlenerek gerekli stratejiler belirlenir.  

Aynı zamanda platform e-ticaret verilerinin toplanmasını sağlar ve bir sonraki aşamada veriler işlenerek e-ticaret faaliyetlerine yönelik istatistikler oluşturulur. Düzenli aralıklarla paylaşılan istatistikler doğrultusunda e-ticaret politikalarının belirlenmesi hedeflenir. 

ETBİS’e kaydolmak için herhangi bir ücret ödenmez. Kayıt yapılırken Bakanlık tarafından herhangi bir evrak gönderimi talebi olmadığı gibi, platformda yer alınması için de ayrıca bir ücret talebi yoktur. 

ETBİS üzerinden kayıt oluşturmak isteyen tüzel ve gerçek kişiler için gerekli bilgi ve belgelerin listesi şu şekilde belirlenmiş:  

Esnaf ve sanatkârlar için gerekli bilgi ve belgelerin listesi ise şu şekilde:

4) ETBİS’e kayıt olmamanın cezası nedir? 

6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a göre eğer gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri ETBİS üzerinden kayıt ve bildirim işlemlerini tamamlamazlarsa bu durum suç olarak tanımlanır. Kayıt olunmadığı takdirde kesilecek olan söz konusu idari para cezası, 5.000 TL ile 20.000 TL arasında değişiklik gösterebilir.  

E-ticaret yapan gerçek ve tüzel kişilerin faaliyete başlamadan önce e-Devlet kapısı üzerinden ETBİS’e kaydolmaları ve bildirimde bulunmaları gerekir. 

5) ETBİS’e kayıtlı olan web siteleri güvenilir mi?

ETBİS, e-ticarette hem tüketicinin hem de satıcının güvenliğini sağlamak adına hayata geçirilmiştir. Platforma kayıtlı her işletme, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı denetimi altında e-ticaret faaliyetlerini gerçekleştirir. Bu nedenle kayıtlı işletmelerin web sitelerinden alışveriş yapmak güvenlidir. Ancak online alışverişlerde satın alma yapılmadan önce web sitesinin ETBİS sicilinin kontrol edilmelidir. 

E-ticarette sipariş yönetimi ile maliyetleri düşürürken verimliliğinizi ve müşteri memnuniyetinizi artırmanın yollarını keşfedin.

Maliyetlerinizi Düşürmek için Sipariş Yönetimi

Sipariş yönetimi, müşterilerin sipariş vermesi ile başlayıp teslim edilmesiyle son bulan süreç içerisindeki etken tüm noktaların doğru şekilde planlanıp işletilmesini ifade eder. Talep tahmini ve planlama, envanter yönetimi, tedarikçi seçimi ve tedarikçi ilişkileri, sipariş takibi ve teslimatı, stok yönetimi ile tedarik zincirine dair modellemeler ile raporlamalar sipariş yönetiminin bileşenleridir. Karmaşık gibi görünse de bu süreç doğru şekilde yönetilip yürütüldüğünde, işletmelere pek çok fayda sağlar. Müşteri memnuniyeti, verimlilik artışı ve elbette maliyet tasarrufu bu faydaların başlıcalarıdır.  

Bu blog’umuzda e-ticarette maliyetlerinizi düşürmek ve öngörülemeyen maliyetleri minimumda tutmak için sipariş yönetiminin hangi aşamalarında ne tür iyileştirmeler yapabileceğinizi paylaşacağız.

Envanterinizin her zaman talebi karşılayabilmesi, diğer bir deyişle stoklarınızın talebe göre az veya fazla olmasının engellenebilmesi için, geçmiş ve güncel verilere dayalı talep analizleri yapabilir; gelecek dönemde karşılaşacağınız talep hacmini öngören modeller geliştirebilirsiniz. Bu aşamada mevsimsel değişkenler, indirim dönemleri ve trendler gibi dış etmenleri dikkate almalı, ayrıca şirketinizin pazarlama, iş geliştirme ve satış çalışmaları hedeflerini modellerinize dahil etmelisiniz. Talep belirsizliğini ortadan kaldırdığınızda, kısa, orta ve uzun vadede ihtiyacınız olacak stok seviyelerini belirleyebilir, fazla stoktan kaynaklanan maliyetler ile az stok sebebiyle oluşacak sipariş hacmi aksaklıklarının önüne geçebilirsiniz.

Stoklarınızı tutarken göz önünde bulundurmanız gereken bazı temel prensipler vardır. Örneğin, “ilk giren ilk çıkar” kuralı, ona benzer şekilde son kullanma tarihi yakın ürünlerin depodan öncelikli çıkartılması gibi rotasyon stratejileri kullanabilirsiniz. Ayrıca stoklarınızın düzenli olarak sayılması ve envanterin her zaman güncel tutulması gereklidir. Düşük talep gören ürünlerin envanterden çıkarılması veya bu sürecin bundle ürünlerle ya da ürün ve kategori bazlı indirimlerle desteklenmesi de sürecin parçasıdır. Son olarak, stok yönetim sürecinde insan hatasını minimize etmek için otomasyon sistemleri ve yazılımlar kullanılmasının günümüzde artık bir standart haline geldiğinin altını çizmiş olalım.


OPLOG olarak omnichannel fulfillment’ın gerektirdiği en üstün teknoloji ve kaynakları B2B ve B2C operasyonlarınız için bir araya getiriyor, kendi geliştirdiğimiz yazılımlarımızla tüm satış kanallarınızdaki stoklarınızı anlık olarak görüntüleyip yönetmenize imkan tanıyoruz.

Tedarikçi iş birlikleri ve pazarlık gücü

Sipariş yönetiminde şirketinize maliyet avantajı kazandıracak dolaylı yollardan biri de doğru tedarikçilerle işbirliği kurmak ve uzun vadeli ilişkiler tesis etmektir. Ortak hedefleri paylaştığınız güvenilir tedarikçilerle çalıştığınızda, sipariş yönetim sürecinde tedarik sebepli çıkabilecek sorunların önüne geçmeniz ve olası sorunlar için de hızlı çözüm üretebilmeniz mümkün olur. Örneğin bir ürüne beklenmeyen bir talep olduğunda, tedarikçilerinizin üretim hacmini ölçekleyebilmesi veya trend bir ürün için hızlı şekilde üretime geçebilmesi önemlidir. Ayrıca tedarikçi performansını düzenli olarak değerlendirmeniz ve anlaşmalarınızı, öngördüğünüz satış hacimlerinizi karşılayacak şekilde yapmanız gerekir.


Pazarlık ve alternatif tedarikçilerle çalışma

Tedarikçi anlaşmaları gerçekleştirilirken pazarlık gücünüzün olması, toplam maliyetlerinizi doğrudan düşürecektir. Pazarlık aşamasında, talep ve büyüme öngörüleriniz elinizi güçlendirecek veriler olabilir. Ayrıca toplu alımlar yaparak birim maliyetleri düşürebilirsiniz.  Tedarikçilerle rekabetçi esnek ödeme koşulları üzerinde müzakere etmek ve alternatif tedarikçiler araştırarak daha uygun fiyatlar ve koşullar elde etmek gibi yöntemler denenebilir. Bu şekilde sipariş yönetiminde her zaman arzın devamlılığını sağlayabilmenin ötesinde, kar marjlarınızı da artırabilirsiniz.

Sipariş süreçlerinde verimlilik ve dijitalleşme

Sipariş takibi ve yönetiminde otomasyon sistemleri kullanımı

Stok yönetiminde otomasyon ve yazılımlar kullanmanın artık bir standart haline geldiğinden bahsetmiştik. Sipariş takibi aşamasında da bu araçları kullanmanız, müşterileriniz “satın al” tuşuna bastıktan sonra ürün eline ulaşana kadarki tüm süreçleri hatasız ve hızlı şekilde yönetebilmenize destek olur. Siparişlerin otomatik olarak onaylanması, hangi kargo firmasına teslim edileceğinin belirlenmesi, teslimat adımlarının izlenmesi, varsa iadelerin benzer otomasyon adımları izlenerek gerçekleştirilmesi, maliyetlerinizi optimumda tutmanızı sağlar. Ayrıca hatalı ürün gönderimi, kargoda hasar alma ve benzeri ek maliyet yaratacak aksaklıkların önüne geçer.

Sipariş süreçlerinde dijitalleşme ve verimlilik artışı

Tedarik zincirinin her aşamasında olduğu gibi sipariş yönetiminde de dijital çağın sunduğu fırsatları kullanan şirketler rekabette bir adım öne geçiyor. Faturalama, stok raporları, sevkiyat evrakları, iade formları ve benzeri belgeleri dijital platformlara taşıyarak direkt ve dolaylı pek çok şekilde tasarruf sağlarsınız. Öncelikle sarf malzemesi, kırtasiye ve enerji maliyetlerinizi bu şekilde düşürebilirsiniz. Ayrıca iş zekası ve veri analitiği uygulamalarıyla süreçlerdeki verimlilik alanlarını belirleyebilir, bu şekilde zamanınızı, sermayenizi ve insan kaynaklarınızı daha tasarruflu şekilde kullanabilirsiniz.


Doğru iş ortağı ve Sipariş Yönetim Sistemi seçimi

Sipariş yönetiminde maliyet avantajı sağlamak için atacağınız adımlardan biri de hem teknik bilgi hem de sektör deneyimi gerektiren noktalarda destek alabileceğiniz yetkin iş ortaklarıyla anlaşmaktır. Bu şekilde hem yazılım, teknoloji ve know-how alanında yüklü yatırımların altına girmeden yalnızca size ihtiyaçlarınıza yönelik hizmetleri satın almış olursunuz hem de süreç içindeki riskleri minimize edebilirsiniz.  

OPLOG olarak bizler, B2B ve B2C alanında çalışan her sektör ve ölçekten müşterilerimize teknoloji destekli omnichannel fulfillment hizmetleri sunuyor, müşterilerimizin sipariş karşılama süreçlerini ve sipariş yönetimini kusursuz şekilde yönetiyoruz. Kendi geliştirdiğimiz sipariş yönetimi yazılımımız OPLOG One, e-ticaret şirketlerinin verimliliğini ve satışlarını artırmanın yanı sıra, maliyetlerini düşürmelerine de destek oluyor. Tüm satış kanallarınızdan gelen siparişleriniz için sipariş adetlerini, müşterilerinizin teslimat bilgilerini, satış yapılan kanalı, mal kabul güncellemelerini, ödeme metodunu, iade edilen ürünleri, kargo seçeneğini ve stok durumunu takip edebilmenize imkan tanıyor. 

Böylece hem stokları gerektiği anda yenileyebilmek hem de en çok satan ürünlerin hangileri olduğu ve hangi satış kanalı üzerinden satıldığı, iadelerin nedenleri ve diğer detayları takip ederek sunduğu verilerle, yeni iş kararlarınızı almada size yol gösterici oluyor ve zaman kazandırıyor. Gönderinizin özelliklerine göre optimum kargo seçeneğini saniyeler içine belirleyerek, bu kalemde önemli miktarda tasarruf etmenizi sağlıyor. OPLOG One ayrıca e-ticaret şirketiniz için kullandığınız diğer sistemlere tamamıyla entegre olabiliyor, kolayca kullanılabiliyor ve müşterilerimize tedarik zincirinde uçtan uça kontrol ve görünürlük sunuyor.

Sipariş yönetimi alanında, teknoloji ve yazılım ile güçlendirilmiş omnichannel fulfillment hizmetleriyle tanışarak maliyetlerinizi düşürün, müşteri memnuniyetini ve verimliliğinizi artırın.

E-ticaret Maliyetlerinizi Düşürmek için Sipariş Yönetimi İpuçları

E-Ticarette çevre dostu ve sürdürülebilir paketlemenin avantajlarından bahsettiğimiz yazımızı hemen inceleyin.

E-Ticarette Sürdürülebilir Paketleme

Her yıl dünya genelinde yaklaşık 300 milyon ton plastik atık üretiliyor ve bu plastiklerin sadece küçük bir kısmı geri dönüştürülüyor. Kargo, lojistik ve genel olarak e-ticaret sektörü ise bu alanda üstüne önemli sorumluluk düşen oyuncular arasında yer alıyor. Bu bakış açısıyla, daha iyi bir dünya için sorumluluk alan öncü şirketler, sürdürülebilirlik taahhütlerini hazırlarken, lojistik, satış, tedarik zinciri ve müşteri deneyimi çalışmalarının kapsamı dahilinde sürdürülebilir paketlemeyi de gündemde tutuyor. Bugün e-ticarette çevre dostu ve sürdürülebilir paketlemenin avantajlarından bahsedeceğiz... 

Sürdürülebilir paketleme pazarının 2025’te 400 milyar dolarlık bir hacme ulaşması bekleniyor. Bunun Türkiye’nin aynı yılda erişmesi beklenen GSYIH büyüklüğünün üçte biri olduğunu söylersek, konunun hangi boyutlara ulaştığını daha net görebiliriz.  

Üstelik sürdürülebilir paketleme seçeneklerine yönelmek sadece dünyamız için atılmış akılcı bir adım değil, aynı zamanda doğru bir iş kararı. Şu bir gerçek ki tüketiciler de artık bunu talep ediyor. Trivium Packaging’in Avrupa, Kuzey Amerika ve Güney Amerika’da 15 bin kişiyle gerçekleştirdiği 2022 Global Buying Green raporu, tüketicilerin %70’inin çevre dostu paketleme malzemeleri kullanan markaları tercih etme eğiliminde olduğunu gösteriyor. McKinsey’nin 2020 tarihli araştırması ise tüketicilerin %60’ının sürdürülebilir paketlemeye daha fazla ücret ödemeye istekli olduğunu ortaya koyuyor.  